Hiç farkına varmadığımız tesadüflerle dolu hayat. Biz göremiyoruz, fakat ilginç bir şekilde hayatımız belli etkileşimler üzerinden şekilleniyor.
Bir film olsa hayatımız, bu filmi izleyenler yaşanan tesadüfler yüzünden filmin ne kadar ilgi çekici olduğunu fark edip, büyük bir merakla izlemeye devam ederlerdi filmi.
Bu tesadüfleri bir de biz görebilsek!
Ben tesadufe inanmam hakikatten bu tesaduf kelimesine inananlar suzme salak hayatimda inanmak istedigim zamanlar oldu ama maalesef tesaduf olmadigi ortaya cikmisti o gun bugundur tesadufe inanmiyorum gerizekali.
21 ekim 2015 tarihinde (bugün) izlediğim 1989 yapımlı back to the future part 2 filminde zaman makinesiyle filmi izlediğim güne yani "21 ekim 2015" tarihine (bugüne) ışınlanmaları.
kader.
kızla bildiğin aşk tesadüfleri sever filminden fırlamış gibiyiz. aynı liseden mezun olmuşuz , aynı dershaneye gitmişiz,aynı semtte oturuyoruz haliyle, üniversite için 4 yıl izmire gittim geldim, şimdi aynı yerde çalışıyoruz.tüm bunları oğrenince zaten "olabilir mi, olabilir" diyorsun. hoşlanıyorum ben, sohbetimiz de hoş ama kız fazla cana yakın biri "olabilir mi ,olabilir"
Hayatın, tesadüf eseri meydana geldiğini iddia etmek, bir matbaada vaki olan rastgele bir patlama neticesinde muazzam bir ansiklopedinin ortaya çıktığını iddia etmek gibidir.
Bazen gönderdiğimiz enerjinin yerine ulaşmasıdır. Sabah uyandığımda kafamda bi şarkı çalıyordu. Bütün gün dinledim. Akşam oldu hop bi arkadaşım aynısını paylaşmış. Annemi rehberde ararken tam o anda onun seni araması gibi bi durum tesadüf. Büyük anlamlar yüklemeyi sevmiyorum, sadece tesadüf.
ya adını veremeyeceğim bir şeyi yapmak için nerdeyse 1 aydır çekiniyorum ve yapmıyorum bir nedenden dolayı. baktım yapmadığım nedenden 1 aydır ses soluk yok artık yapayım dedim ve o neden tam karşıma çıktı hemde saniyelik tesadüfle. cidden böyle hayatı sikeyim ya sikeyim.
aslında çok acıklı bi olay ama böyle anlatınca bi bok anlaşılmıyomuş. ama sikeyim hayatımı evet.
ınstagram'da ortak arkadaşlar ile keşfete düşen kızı bugün tesadüf eseri ankara bahçelievler'de gördüm ve onu gördüğüm sokaktan aslında geçmemem gerekiyordu. arkasından gidip ya ben sizi tanıyorum sanırım demek istedim. çekindim. sonra internetten araştırmaya başladım. kızı buldum. sizi 30 dakika önce bahçeli'de görmüş olma ihtimalim var mı diye mesaj attım bir cesaret. evet bahçelideydim diye yanıt aldım aynı dakika içerisinde. olaylar böylelikle gelişti falan filan.
tesadüf diye bir şey yoktur, olsa olsa tevafuktur o. yaşadığınız olaylar, karşınıza çıkan insanlar sizin yaşam dersinizi almanız için karşınıza çıkarlar, hepsinin bir nedeni var. parçaları birleştirin, yaşadığınız her şeyin bir anlamı var bu hayatta.
kişinin kendi dışında gelişen raslantı.
tesadüflere çok inanmak istemeyen biri oldum hep.
istemem çünkü hep içimi kavurur öyle yada böyle.
bugün de tesadüfler silsilesine uğradım.
hiç sevmedim gezilecek, yemek yenilecek yerlerin fikrini veren olmayı.
hep karşı taraftan beklerim,
aslında bunun altında karşı tarafın isteğini önemsemek yatar.
gidilen yerin değil sadece kişinin o kare masanın karşısında oturuşunun memnuniyeti var olur içimde.
zaten beni tanıyan insanların çoğu zaman bilir ne yediğimi, nereleri sevebileceğimi.
5 yıldır şehrin her köşesini adım adım dolaştığım canım arkadaşım bugün hiç birlikte gitmediğimiz halde fenerbahçe'ye gidelim dedi.
tabi ki onu kırmamak için olur! dedim.
bununla yaşayabilir miydim, bence yapabilirim dedim kendi kendime.
en son oraya gittiğimdeki gibi mutlu bir gülümsemem olmayacaktı.
bunu hissediyordum.
ama bununla başa çıkabilirdim.
ve gittim.
ve mekan belirlemek gerekti.
x yere gidelim mi? rahat oturup sohbet edebileceğimiz ve yemekleri güzel olan bi yer, aklıma geldi!?
tabiki olur dedim.
yemek yedik. sohbet güzel gidiyordu arada geçen ay oturduğum masadaki insanlara gözümün dalması dışında.
masadakiler de onları 'kestiğimi' düşündüğünde kendimi topladım.
sonra yine bi fikir atıldı ortaya.
tatlı yesek mi?
ama ben hepsini yiyemem iki servis alalım. geçen geldiğimde nefis bir tatlı yemiştim. browninin arasına krema ve dondurma koymuşlar. çok lezzetliydi. oldukça da büyük ikimiz yeriz. dedi.
tabiki olur ama dondurma bana dokunabilir dedim.
hafiften boğazlarım ağrıyordu bugün.
çok hissetmeyeceksin dondurmayı. hak vericeksin gerçekten güzel dedi.
peki o zaman söyle bakalım dedim.
regl döneminden olmasa gerek, tabağı görünce gözlerim buğulandı istemdışı.
işte oydu.
geçen ay en mutlu günlerim listesine ekleyeceğim o gün önüme koyulan şey yine önümdeydi.
ve yine yanında bir dilim kabuklu mandalina dilimi.
ve yine bir tesadüf.
tesadüfleri hiç sevmiyorum.
bana uçurumun kenarındasın hissi verdiği için.
ben bıraksam da bi güç var.
ve öyle bi güç ki, adım kadar eminim benim bin kat gücümde.