bulunduğumuz coğrafya adeta bir satranç tahtası. her oyuncu usta olmak zorunda. en ufak bir hatada oyunu kaybedersin. libya, ırak, gürcistan, yunanistan ve suriye bunlara sadece birer örnek. tarih sahnesinde türkiye (türkler), bu oyunun üstad-ı azam'ı hiç şüphesiz. türkiye'nin tek sorunu o usta neslin bıraktığı yeni kuşakların geçmişin büyüsüne kapılıp hatalarla dolu bir görüntü çizmesi. hatta tam oyunu kaybedip şah-mat olacağımız zaman içimizden bir adamın yaptıkları sayesinde kılpayı kurtuldu bu ülke bu oyunda. sonra o usta adamın öğrettiklerini uygulayamayan beceriksiz oyuncular yüzünden yine oyunda kaybetmek üzereydik. -dik diyorum çünkü şuan başımızda onun kadar olmasa da, en azından ne yaptığını bilen, çevresindeki başıboş adam tayfasına rağmen yine de güçlü bir oyuncu var.
dediğim gibi, hatanın telafisi olmayan bir dönemdeyiz. bizi bu oyunda kendilerinin yenemeyeceğini anlayanlar başımıza öyle bir bela musallat etti ki, bizim yerimizde hangi devlet olursa olsun yerle bir olurdu şimdiye kadar. adı malumunuz pkk. kamuoyunun tanıdığı gibi öyle 3-5 çakal sürüsü değil. bu adamlar şuan doğu anadolu bölgesini kurtarılmış bölge olarak gören, gözleri dönmüş kuduz köpekler. kuduz bir köpeğe istediğin kadar şefkat göster. istediğin kadar mutlu etmeye çalış. en temiz çözüm malesef ki onun ölümüdür.
hata yapmamamız gerekli demiştik. peki ama nasıl? pkk ile diplomasi denen olayın ne kadar boş ve gereksiz olduğunu öncelikle mevcut hükümetin anlaması gereklidir. gözü dönmüş bir terör örgütü düşünün. her türlü ekipman, istihbarat, kandırılmış sınırsız sayıda adam düşünün. evet, bunların hepsi ellerinde. istedikleri şey belli. doğu anadolu bölgesinin tamamında hak iddia eden bir oluşum pkk. şimdi böyle bir örgütle diplomasi yapmak istersen, ona ne vaadedeceksin. hangi akılla, hangi amaçla? para mı vereceksin? silah mı sağlayacaksın? rahat mı ettireceksin? peki siz söyleyin sayın başbakanım, devlet büyüklerim. pkkya bu alışverişte ne vereceksiniz? hadi diyelim para verdiniz. pkk bu parayı çoluk çocuğun eğitiminde, afrikalı fakir halkın geçimini sağlamak için mi kullanacak? o paralar kurşun olarak mehmetçiğe iade edilmeyecek midir? yada rahatını mı sağlayacaksınız? adamlar biraz daha özgür bırakılsa başımıza kim bilir neler gelecek? demek ki bu yol yanlışmış. bu fikri kim verdi bilmiyorum ama bizim bu oyundaki usta atalarımız sizin yerinizde olsa her ne pahasına olursa olsun bu işi çözebilirdi. nasıl mı?
merhamet etmeyene merhamet edilmez. karşımızdaki ispanya'daki eta gibi kültürlü, çağdaş, modern bir terör örgütü değil. tamamen öküzce davranan, laftan sözden anlamayan hain adamlar bunlar. geriye tek çözüm kalıyor. pkkyı onların yaptığı gibi acımayarak, kan dökerek bitirmek. imajımız bize saldıran köpekleri yok etmekle çizilmez. bizim imajımız göz göre göre her gün onlarca şehit vererek buna cevapsız kalan, pasifleşen bir ülke olarak çizilir. ve şuan avrupa'nın gözünde hiç öyle büyümüş, gelişmiş bir ülke olarak durmuyoruz. kapalı kapılar ardında halimize kahkaha atan kıravatlı siyah giyinen adamlar var.
şimdi yapmazsak yarın bunları düşünecek vaktimiz olmayacak. siz bu işi kanla çözeceğiz deyin, halktan, satılmış türk medyasından çekinmeyin. kimse bu dakikadan sonra barıştan filan bahsetmesin. bizim yanımızda olan kürt kardeşlerimiz zaten kendini belli eder. geri kalanına acımak yok. son olarak sayın recep tayyip erdoğan, sen hisleri, duyguları güçlü olan bir lidersin. korkma ! bu hainleri yok etmek için, allah'ın türklere verdiği "asker doğma" yeteneğini kullanmaktan çekinme. eğer şehit vereceksek oturduğumuz yerden değil, artık allah için, halkımız için savaşırken verelim. bunları söylemek faşistlikse sonuna kadar faşist olalım. yeter ki bu terörü bitirin artık.
sınır ötesine geçebilmek için bile abd nin onayı gerekiyor. bu iş bürokrasi ve askeri kuvvetin koordineli çalışmasıyla olmalı. geçmişte çoğu operasyonun üst makamlarca veya direk başbakanlıkla yarım bırakıldığı veya kesildiğine şahit olmadık mı? olduk evet. bunu bizzat o dönemin dağ ve komando tugay komutanı (bkz: osman pamukoğlu) açıklamadı mı? açıkladı. kancıklarla" vur kaç arkadan vurma" bunlarla savaşmak kolay değil ama.. zorda değil. bizim elimizi kesenin kolunu kesmemizin zamanı geliyordu. nitekim geldi artık. geçiyor bile.
Evet artık bu adamların yok edilmesi gerekiyor. Hatta kuzey Irak, Suriye'nin kuzeyi, iranin kuzeyi gerekli işlemler yapılarak zaptedilmeli ve bes on yıl bizim elimizde kalmalı. Türkler bunu yapabilirler. biz asker doğduk, gerektiğinde cepheye giymesini biliriz. Ayrıca PKK nin elle tutulur halı kalmamıştır. Müzakere etmek demek vatana ihanet olabilir. Bıktım artık şehit haberlerinden. Gereken yapılsın agalar.
30 yıldır aynı boku yiyip farklı sonuç bekleyenler, yeni bir şey icat ettiğini sanıyor. madem çözüm öneriniz bu, biz sizi tutmayalım. en yakın askeri birime gidip gönüllü asker olun. öyle rahat koltukta göt büyütürken ahkam kesmek olmaz. sen hamaset edebiyatı yapacaksın diye bu ülkenin çocukları her gün ölüyor. savaş istiyorsan al eline silahı savaş.
insan şöyle bir düşünüyor, koskoca türk silahlı kuvvetleri bunca yıl teröristlerin yerini mi saptayamadı yani, yada onlar kaçtığı için vuramadılar mı sanki hayır, terörü isteseler silahla bitirebilirler fakat o zaman terör içeriye sıçrar işte, asıl o zaman tamamen psikolojik bir yapı kazanır. terör ekonomi ve aktif bir dış politika ile bitirilebilir ancak sonuçta kaçıyorlar diye arkalarından ateş etmemizi doğru bulmayan bir avrupa birliği var ve biz ona girmeye çalışıyoruz, niyeyse. 5-10 bin civarında adamın daha terör silahlıyken uyandırdığı hale bak, bide silahlamı çözecekler bu işi, silah bu evrenin 2.adımıdır arkadaş önce pisikolojik yapının çökmesi gerekli. Daha sonradan terörün kanla çözülmesi gerekliliği ortaya çıkar.
terörün bitmesi bir sonuç olarak karşımıza çıkacaksa ki bu sonuç yeni bir terör dalgasının başlamasına sebep olacaktır. bugün pkk nın bitirilmesi yarın başka bir adla yeni bir terör örgütünün oluşmasına sebep olacaktır. nereye kadar?
kan ve gözyaşı ile bitirilen her olaya yeni bir kan ve gösyaşını getirir.
ayrıca kan ve gözyaşı ile elde edilen her hak sonucunda yeni bir kan ve gözyaşını getirecektir.
demokratik hak ve özgürlüklerin herkesin hakkı olduğunu anlamak ve bu yolda artık demokrasinin kullanılması gerektiğini bilmek ve herkese öğretmek gerekiyor.
bizim terör olarak adlandırdığımızı başkaları özgürlük mücadelesi olarak adlandırıyor. bizim terörist dediklerimize başkaları gerilla diyor.
bu ikisinde de ortak dil şiddettir. silah ve gözyaşıdır. sonucunda birbirine düşman olan ve birbirinden nefret eden iki halktır.
barış dedik bitmedi, açılım falan yemedi, lanet ettik bitmedi, bıçak dedik kemik dedik bitmedi, topic trends oldu bitmedi, biz bitmeden bitmeli tek yol kaldı itlaf. faşizme gerek yok, kan görmek meraklısı da değilim sessiz sedasız bir itlaf, kentten kırsala topyekün.
sanki diğer alternatifler denenmiş de başarılı olunmamış izlenimi vermeye çalışan slogan. hadi bu hadise ilk çıktığında yeni ihtilal olmuştu, asker her işe olduğu gibi buna da el atmıştı, müzakere ya da hadiseyi sivil bir perspektiften değerlendirme mümkün değildi, terör dendi silaha silahla karşılık verildi, bu insanlar niye silaha sarılmış olabilir diye düşünülmedi. ancak otuz yıl içinde nice iktidarlar geldi geçti, ve tastamam hepsi de aynı söylem ve yöntemlerle davrandı, hepsinin döneminde bu insanların silahsız temsilcileri dahi "terörist" ve "bölücü" damgasıyla tutuklandı, meclisten yaka paça alındı, partileri kapatıldı, ağızlarından çıkan her söz "sus pkk'lı" diye karşılık buldu. sonuç alamayacağını bile bile (evet, bile bile) operasyonlar düzenlendi, insanlar ve hayatları bir inat uğruna, ucuz politikalar uğruna heba edildi.
ve yine de, bunca hadiseye ve yıllara rağmen, en ufak ama samimi bir barışçıl, şiddet içermeyen, insan yerine koyan bir adımın "gerçekten" denenmesi halinde sonuç vereceğine inanıyorum. evet, nihayetinde inançtır, iki artı iki dört meselesi değil; ancak "bütün yollar denendi bir tek şiddet kaldı" kaypaklığı gibi yalan değil en azından. eğer birçok insan inanırsa gerçek olur; tıpkı şarkıda dendiği gibi...
bak, mesela taze olarak akp ne yaptı: kamuoyunu galeyana getireceğini bile bile sınırda çadır tiyatrosu kurdu. ve pkk dahil her tarafı rencide etti, her tarafı alaya aldı. adını da "ben açılım yaptım, bunlar anlamadı"ya getirdi. eğer birileri, ama zaten barış için hayatını bile verebilecek samimi fakat dikkate alınmayan birkaç güzel insan değil, benim bahsettiğim, ta eskiden beri savaş ve kan davulları çalmasıyla meşhur birileri, ciddi ciddi "hadi hükümet, sana şu kadar zaman ve politik destek, değiştir bir şeyleri" deseydi o zaman akp'nin gerçek niyeti ortaya çıkardı. ancak türkiye'de akp'nin gerçek yüzünü veya niyetini deşifre edebilecek bir politik kurnazlık değil, ama feveran etmeye bayılan duygusal bir manzara hüküm sürdüğü için bu mümkün olmadı. ve akp'de oy uğruna otuz yıldır zaten tekrarlanan söylemi kendi jargonuna adapte ederek ateşi harladı. dağ bombalamaya, genç askerleri kaybetmeye ve bıçak-kemik edebiyatına devam...
bugün akp'den olan memnuniyetsizlik "neden açılımı devam ettirmedin" değil, ama "neden yeteri kadar ceset üretmedin" noktasındadır. vaziyete bak, hizaya gel. eğer bir gün birileri aklına başına devşirir ve politik kariyerlerini bitirmek uğruna ciddi, samimi ve cesur bir barış politikasıyla duruma el koyabilirse bu memleket için ve yaşayan insanları için bir umut olabilir. yoksa geri dönülmeze doğru yol alınır, birçok insan da zaten o noktada olunduğuna inanmaya başlamış. eğer herkes inanırsa işte o zaman ipler kopar. dönülmez yolu işte o zaman hep birlikte görürüz.
bugüne kadar akan neydi diye cevap verilecek durumdur.
'eta gibi kültürlü, çağdaş, modern bir terör örgütü değil' yazmış başlık sahibimiz. bu ne demek amk. adam öldürmenin kültürlü çağdaş moderni nasıl oluyor?
mademki topyekun yüklenince terör bitecek diyorsun, o zaman bu ülkenin orta doğuda taşeron olduğunu göz ardı ediyor ve kendi kararını kendi alabilecek olduğunu söylüyorsun. ki orta doğuyu bu kadar seven amerika vs ülkeler varken bunu söylemek zor.
satranç tahtası söylemlerinin tamamen içi boş. sadece osmanlı ve atatürk övmek için yazılmış bir paragraf bu. yoksa o bahsettiğin satranç tahtasında önemli olabilmek için teknolojik ve ekonomik üstünlük gerekir. osmanlının nasıl büyüdüğünü araştırırsak bugün öyle bir çıkış olamayacağı da aşikar.
başlık sahibinin övdüğü eta kendi halkı, eylemlerinin ağırlığına kefil olamadığı için bitmiştir. bask bölgesi ekonomik olarak geliştirilmiş ancak sadece ekonomik gelişim yeter denilip bırakılmamış o insanlara özerklik verilmiştir. bugün bask bölgesinda kişi başına düşen gelir 20bin dolardan fazladır.
son olarak söylemek istediğim şey ise: bana kalırsa bu sorunu çözemeyecek tek şey kandır, silahtır.
