dünyanın neresine gidersek gidelim "terörist" oluşumların amaçları aşağı yukarı aynıdır: "mümkün olmayanı istemek" ve yerine getirilmediği için de eylem ve eylemlere girişmek. ilgili durum peru'da da böyledir, türkiye'de de, fransa'da da ve aklınıza gelebilecek hemen her coğrafyada. ve gene dünyanın neresinde olursa olsun terörizme karşı "taleplerini yerine getirmeye çalışmak" türünden bir çaba afâki olduğu gibi sonuçları da pek iyimser olarak ele alınamaz hâldedir.
bugün, türkiye'nin geldiği noktada terörizm ile pazarlık yapılmakta, bu ülkede amacı sade ve sadece karışıklık çıkartmak olanların, yerine getirilmesi mümkün olmayan taleplerine kulak verilmekte söz gelimi "ateşkes" ilân edilip, söz gelimi savaş açılmakta ve bunlar da genel itibari ile terör örgütünün tavrı ile belirlenmektedir. yani ne demek bu? terör örgütü "ateşkes" istediğinde "türkiye" ateşkes ilân etmekte ve ateşkesin sona ereceği tarih de gene terör örgütünce tayin edilmektedir. bir çok insan "teröristleri muhattap aldıkları" düşüncesi ile mevcut hükümete kızmakta, hükümetin bu tavrını eleştirmekte gördüğüm kadarıyla. lâkin durum, bundan biraz daha vahim. hükümet, terör örgütünü muhattap alabilecek kadar dirayete sahip değil, ilgili görüşmelere mantık çerçevesinden baktığımızda terör örgütü, hükümeti muhattap almaktadır.
yapılan tam olarak "terörizme fırsat vermeyelim" düşüncesi ile terörizmin ulaşmak istediğini, altın tepsi içinde teröristlere sunmaktır.
bir siyasi kişiliğe yumurta atmanın cezası mı? 40 yıl hapis istemi ile yargılanmak ve en iyi ihtimalle 15 yıl kadar bir süreyle hapis yatmaktır. peki molotof kokteyli atmak? yapanı var ve kesinleşmiş cezası 6 sene 2 ay olarak geçiyor bir dava dosyasının kayıtlarında.
