yakında '' enpati kurun kendinizi onların yerine koyun ve düşünün '' gibi tabirler duyarsak şaşırmayalım dememizi sağlayan insanın isyan etmesine sebep olan cümle .
nefretle yoğrulan bir ulusun, necasetle yoğrulmuş evlatlarıdır teröristler.
dağda yaşarlar,
ılıman iklimi severler,
genellikle kavruk tenli,cılız ve cahildirler,
düşledikleri diyarlar aslında yoktur bilmezler...
ait oldukları diyarı görmezlikten gelenlerdir.
hem suçlu hem güçlüdürler,
genellikle mazlum insanlara zarar verirler,
mazlumun düşmanı,
güçlünün kankasıdırlar.
kurduğu her talihsiz ve boş cümlelere sonradan telafi mahiyetinde kulp takmada üzerine sanatçı tanınmayan sayın başbakanımız ve onun arkasını toplayan yaverleri acaba sayın başbakan'ın sarf ettiği bu cümlelerin açıklamasını halka nasıl yapacaklar çok merak etmekteyim? büyük ihtimalle yine altın kulp ödülü başbakanımızın olacak!
- yok efendim esasında sayın başbakan öyle demek istemedi böyle demek istedi... siz yanlış yere çekiyorsunuz taraflı medya... hem terörist de zaten suçlu... olayı saptırtmayın! bu deniz baykal ve devlet bahçeli ne acayip adamlar halk önüne çıkmaya yüzleri yok... veni vidi cici! ama görüntüler ve konuşmalar orada yerli yerinde duruyor sayın başbakan ve onun yaverleri?
edit: ben şimdiden başbakanı kurtarmak için kamuoyuna yapılacak tüm açıklamalar için affınıza sığınarak koskoca bir s.ktir çekmek istiyorum. hasssss s.ktirin ulan beee! herşeyi yapabilirsiniz ama kimsenin aklı ve algılaması ile dalga geçmeye hakkınız yok! en azından bir kesim için bu böyle. bazıları için önemli değil, zira bir çuval kömüre ruhunu satanlar zaten bu sözlerden bir şey anlayamayacak kadar semeleşmişler. siz devam edin yola, durmak da yok, türkiye'nin önü de açık, vurun açık yerden vurabildiğiniz kadar mala!
talihsiz değil içinden geçen bir söylemdir.
zaten o terör örgütü liderine SAYIN diyebilmiş biri bunu pekala der.
boşa bop eşbaşkanı yapmadılar tayyip efendiyi.
lakin bundan acı olan hala bu rezil ifadeyi savunan fanatiklerin olması.
askerine kursun sıkan, ülkeni bölmek için ugrasan adamlarla, aç karnını doyurmak için ekmek çalan adamı aynı kefeye koymaktır. teröre otuzbin şehit vermiş bir ülkenin basbakanının söylemesi gereken son sözlerden biridir.
"uyan ey türk milleti. ülken elden gidiyor. hem de bölücülükle, terörle, krizle, bokla, püsürle değil. bizim sayemizde ülkeniz elden gidiyor. ve biz bir grup ne idüğü belirsizler olarak bu duruma kaşık tutmaya devam edeceğiz. Ve içinizde bir parça türk'lük taşıyorsanız silahınızı alın, dağa çıkın. bizi ancak o şekilde def edebilirsiniz"
Çok ağır küfür ederdim ya, kulağın çınlamaktan kilise çanına döner, bir şey demiyorum.
bir erdoğan politikası...
diyarbakır a gider kürt sorunu der.
kayseri ye gider terörün kökünü kazıyacağız der.
şimdi güneydoğu ya gidip kürt sorunundan bahsetmek için altyapı hazırlıyor herhalde kerata.
ne diyeyim bu millete herşey az...
Önce şeker sonra mokoko taktiğidir. Ayıptır.Sapık mısınız kardeşim!* Şurası bir gerçektir ki bu örgüt yanlış topraklarda çatışmaktadır. Zira ait oldukları coğrafya Irak coğrafyasıdır. Ve kendi bölgelerinden amerikan emperyalizmini defetmekdikleri sürece, ki bu kafayla zor , daha çok emperyalist-kapitalist tekel devletlerin oyun hamuru olmaya devam edeceklerdir.
yavaş yavaş dönüşür bu söylemler. nabza göre şerbet. baktı ki ses çıkaran yok, sıradaki cümle: dağdaki özgürlükçülere
suçlu değil kardeş gözüyle bakıyoruz, sonuçta hepimiz ademden geldik.
olen cocuklar kendilerin cocukları olmadıgı icin al bayraga sarılı sehit cenazelerinde kahramanlık nutukları atıp sehitlik ve sehitler uzerinden prim yapmaya calısan, bir kere olsun elini vicdanına koyarak ya o kursunu benim oglum yegenim yeseydi ve burda yatan onlardan biri olsaydı diye hayal edebilseydi belki gercekten dusunup belki gercekten dedikleri gibi halkın yanındayız soylemini gerceklestirebilirdi.
sehit olanların evleri, nisanlıları, anneleri, soyleyecek cumleleri,cekecek cefaları veya surecek sefaları vardı hadi bir kac aylık egitimle harita da yerini bile gosteremedigimiz bilmem kac kere baskın yemis ve hic bir guvenlik onlemi alınmamıs, alınamamıs bir yere gonderdiniz piyango onlara cıktı ve sehit oldular bari arkalarından gorevi sadece vatanı korumak olan ve vatanını ne pahasına olsun koruyan askerlerimize saldıran ve gorevi sadece oldurmek olan terosritlere laygını verin de cenazeler de hep bir agızdan bagıran yakaran sehit yakınlarının son sozu olan sehitler olmez vatan bolunmezin hakkını verin vatan sagolsun basbakanım lakin vatan da millette sagolmayı haketsin.
milletvekili gözüyle bakan bizler için fazla zor olmasa gerek, ha? hatta bak ne diycem; ona da gerek yok, gel biz direkt kardeş gözüyle bakalım. en temizi.
her gün birileri vatan koruma adı altında hiç uğruna ölürken, her gün bir aile oğlunu hiç uğruna kaybederken, bahsi geçen vatanın başbakanı bunu söylesin, demokrasi böyle gelsin aklına, annelerin çocuklarını öldürmek insanlık olsun. peki madem, başbakan sensin, öyle olsun.
1997 senesinde gaziantep te bir dükkandan baklava çaldıkları için 6-9 yıl arasında hapis cezası almış çocuklar suçlu bulunmuştur.
tamam suçlu olarak görmenize bile razıyız, yeter ki cezalarını çeksinler.fakat pkk gibi hain teröristlerle, baklava çalan çocukları bir tutuyorsanız yazıklar olsun size.
atatürk'ün gençliğe hitabesini tekrar tekrar gözden geçirmemize neden olan talihsiz sözlerdir. israrla ve israrla okuyunuz;
"Ey Türk Gençliği !
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve mudafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve serâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok namusait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mumessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, ***iktidara sahip olanlar*** gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. hattâ ***bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, mustevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler***. millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.