teröristlerin pişmanlık yasasından yararlanmaları için söylenmiş olabileceğini düşündüğüm büyük gaflet.
senin askerini öldürenleri nasıl düşman görmezsin? belki birçoğu bu ülkede büyüdü ama köpek bile karnını doyuran sahibine ihanet etmez. yuhhh ama.
t.c kimliği taşıyarak dağa çıkıp askerlerimizi öldüren ve pkk terör örgütüne yardım ve yataklık yapan her terörist devlet nezdinde düşman kabul edilebilinir mi? daha doğrusu bir devlet kendi vatandaşına düşman olabilir mi yada vatandaşını kendine düşman olarak ilan edebilir mi? pkk terör örgütünün bütün mensupları (ne yazıktır ki) t.c kimliği taşımaktalar mı? yada yüzde kaçının uyruğu t.c'dir. peki uyruğu t.c olanlar ne olacak olmayanlar ne olacak? hangisi suçlu, hangisi düşman? hepsini bir bütün olarak kabul edip düşman ilan etmek türk silahlı kuvvetlerinin karşısında pkk terör örgütünü düzenli bir orduymuş yada askeri bir birlikmiş gibi devlet kanadında görülmesi terör örgütünü resmileştirir mi? ordu yada askeri birlik olarak kabul edildiğinde nerenin ordusu yada askeri birliği olurlar? bu iş çığrından çıkmaktadır ve bütün bu soruların müsebbibi sadece mevcut hükümet değil bu lanet terör örgütü çıktığından beri başa gelen bütün hükümetlerin akilane bir politikalarının olamayışıdır. bu tip pozisyonlarda devletimizin uluslararası haklarını neden kullanamadığını yada kullanıldıysa ne kadarını kullandığını, tuvalete gidebilmek için dahi illa tezkere beklenildiğinin nedenlerini resmi ağızdan birinin çıkıp kamuoyuna açıklaması gerekmektedir. yoksa her ağızı olan konuşmaya, her eline silah alan terörist askerlerimizi, polislerimizi ve sivil halkımızı öldürmeye devam edecek gibi görünmektedir.
' yakında yerel seçim var, güneydoğuya milyarlarca dolar para akıttım, aşiretlerin ellerinden öptüm, herkesi yeşil kartla donattım, her eve çuval çuval kömür dağıttım, kaçak elektriğe göz yumdum, ab ayağına askerin polisin de elini kolunu bağladım eee şimdi tam seçimle bu kadar yakınken tam yatırımlarımın karşılığını alacakken bölge halkının önemli kesimi tarafından kürt halkı adına mücadele eden kahramanlar olarak görülen pkk lılara nasıl terörist derim 'dir.
bu bakımdan normal bir recep tayyip erdoğan cümlesidir. merak etmeyin biz öyle bir milletiz ki tayyip çıkıp açıkça bunlar kardeş gerillalardır, hepimiz müslümanın kıblemiz abd bölüşelim bu ülkeyi dese hatta şimdi yaptığı gibi barzani nin ayağına kadar gidip 'abi nolur adamlarına söyle vurmasınlar bizim askerleri ya rica ediyorum önümüzde seçimler falan var' dese de bu ülke de en az %40 oyu alır. ne yapalım bizim milletin geleneği böyle kardeşim deveye diken bize s..ken lazım. osmanlının son döneminde maalesef ki pek çoğumuzun dedeleri din ile kandırılarak ingiliz in fransız ın sömürgesini kabul eder duruma getirilmişti.
linkin ucmasi ihtimaline binaen gerekli kismi copy-paste edeyim:
AKP'NiN GÜNEYDOĞU'DA OYU DÜŞECEK
Nedir o?
AKP'nin genel seçimlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da aldığı oy düşecek. Yani 22 Temmuz'daki tablo bozulacak. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), yani bağımsızların Güneydoğu'daki oylarında bariz bir çoğalma olacak. Kürtler açısından mesele net: AKP, bölgede 22 Temmuz'da aldığı oranlardan düşük oranda oy almalıdır. Tabii DTP'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması bu beklentiyi değiştirebilir.
Şimdi, 'Tarhan Erdem, bu kez de Kürtler için mi araştırma yapmış?'diyenler olacak.
Bu tahmini bir araştırmaya dayanarak söylemiyorum. Siyasi müneccimlik de yapmıyorum. Ancak görünen köy, kılavuz da istemiyor. Bölgeye gidip havayı kokladığınız zaman bunu anlıyorsunuz.
atatürk'ün gençliğe hitabesini tekrar tekrar gözden geçirmemize neden olan talihsiz sözlerdir. israrla ve israrla okuyunuz;
"Ey Türk Gençliği !
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve mudafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve serâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok namusait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mumessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, ***iktidara sahip olanlar*** gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. hattâ ***bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, mustevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler***. millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
1997 senesinde gaziantep te bir dükkandan baklava çaldıkları için 6-9 yıl arasında hapis cezası almış çocuklar suçlu bulunmuştur.
tamam suçlu olarak görmenize bile razıyız, yeter ki cezalarını çeksinler.fakat pkk gibi hain teröristlerle, baklava çalan çocukları bir tutuyorsanız yazıklar olsun size.
milletvekili gözüyle bakan bizler için fazla zor olmasa gerek, ha? hatta bak ne diycem; ona da gerek yok, gel biz direkt kardeş gözüyle bakalım. en temizi.
her gün birileri vatan koruma adı altında hiç uğruna ölürken, her gün bir aile oğlunu hiç uğruna kaybederken, bahsi geçen vatanın başbakanı bunu söylesin, demokrasi böyle gelsin aklına, annelerin çocuklarını öldürmek insanlık olsun. peki madem, başbakan sensin, öyle olsun.
olen cocuklar kendilerin cocukları olmadıgı icin al bayraga sarılı sehit cenazelerinde kahramanlık nutukları atıp sehitlik ve sehitler uzerinden prim yapmaya calısan, bir kere olsun elini vicdanına koyarak ya o kursunu benim oglum yegenim yeseydi ve burda yatan onlardan biri olsaydı diye hayal edebilseydi belki gercekten dusunup belki gercekten dedikleri gibi halkın yanındayız soylemini gerceklestirebilirdi.
sehit olanların evleri, nisanlıları, anneleri, soyleyecek cumleleri,cekecek cefaları veya surecek sefaları vardı hadi bir kac aylık egitimle harita da yerini bile gosteremedigimiz bilmem kac kere baskın yemis ve hic bir guvenlik onlemi alınmamıs, alınamamıs bir yere gonderdiniz piyango onlara cıktı ve sehit oldular bari arkalarından gorevi sadece vatanı korumak olan ve vatanını ne pahasına olsun koruyan askerlerimize saldıran ve gorevi sadece oldurmek olan terosritlere laygını verin de cenazeler de hep bir agızdan bagıran yakaran sehit yakınlarının son sozu olan sehitler olmez vatan bolunmezin hakkını verin vatan sagolsun basbakanım lakin vatan da millette sagolmayı haketsin.
yavaş yavaş dönüşür bu söylemler. nabza göre şerbet. baktı ki ses çıkaran yok, sıradaki cümle: dağdaki özgürlükçülere
suçlu değil kardeş gözüyle bakıyoruz, sonuçta hepimiz ademden geldik.
Önce şeker sonra mokoko taktiğidir. Ayıptır.Sapık mısınız kardeşim!* Şurası bir gerçektir ki bu örgüt yanlış topraklarda çatışmaktadır. Zira ait oldukları coğrafya Irak coğrafyasıdır. Ve kendi bölgelerinden amerikan emperyalizmini defetmekdikleri sürece, ki bu kafayla zor , daha çok emperyalist-kapitalist tekel devletlerin oyun hamuru olmaya devam edeceklerdir.
bir erdoğan politikası...
diyarbakır a gider kürt sorunu der.
kayseri ye gider terörün kökünü kazıyacağız der.
şimdi güneydoğu ya gidip kürt sorunundan bahsetmek için altyapı hazırlıyor herhalde kerata.
ne diyeyim bu millete herşey az...
"uyan ey türk milleti. ülken elden gidiyor. hem de bölücülükle, terörle, krizle, bokla, püsürle değil. bizim sayemizde ülkeniz elden gidiyor. ve biz bir grup ne idüğü belirsizler olarak bu duruma kaşık tutmaya devam edeceğiz. Ve içinizde bir parça türk'lük taşıyorsanız silahınızı alın, dağa çıkın. bizi ancak o şekilde def edebilirsiniz"
Çok ağır küfür ederdim ya, kulağın çınlamaktan kilise çanına döner, bir şey demiyorum.
askerine kursun sıkan, ülkeni bölmek için ugrasan adamlarla, aç karnını doyurmak için ekmek çalan adamı aynı kefeye koymaktır. teröre otuzbin şehit vermiş bir ülkenin basbakanının söylemesi gereken son sözlerden biridir.
