Dünya’da birçok ülke “terör örgütü” diye yaftaladığı örgütlerle masaya oturduğu gibi bazen de “terör örgütlerinin elebaşlarını” bir süre sonra milli kahraman olarak kabul etmişlerdir. Örneğin, Amerika’da zenci lideri Martin Luther King, 1960’larda Amerikan devleti ve halkının çoğunluğu tarafından anarşist ve terörist olarak damgalanmış, hapsedilmişti. Nihayet, bir Amerikan milliyetçisi tarafından öldürülmüştü. Ama aradan bir nesil bile geçmeden Amerika devleti tarafından milli kahraman ilan edildi, doğum günü milli bayram yapıldı ve 40 yıl sonra bir zenci Cumhurbaşkanı seçildi. Aynı şekilde, Güney Afrika’daki ırkçı devlet tarafından terörist elebaşı ilan edilip 27 yıl ceza evinde tutulan Nelson Mandela, daha hayattayken Güney Afrika’nın cumhurbaşkanı ve milli kahramanı oldu. ingiltere de yıllarca “terörist örgüt” diye lanetlediği IRA ile masaya oturup barış anlaşması imzaladı. Aynı şekilde, israil de yıllarca “terörist örgüt” diye nitelediği PLO ile Oslo’da barış görüşmeleri yapmak ve imzalamak zorunda kaldı.
bu suç teşekküllerinin ülkemizde başarıyla sempatizan toplamaya devam etmeleri öğrenci psikolojisi denen kavramın iyi analiz etmelerinden ileri gelir, ilk katmanında üniversiteler vardır.
hiçbir tanımı yoktur çünkü ulusal kurtuluş hareketi ile iç içedir. tamamen siyasal bir kavramdır. uluslararası bir tanımı da yoktur. terör örgütü kriteri self determinasyon ilkesi dizi pusulası oluşturulmasıyla tanımlanabileceğini iddia etmekteyim.
