doğum gününü kutlamak istediğim lakin tersine denk gelmekten korktuğum yazar. * büyüğümüzmüş kendisi, mübadele anılarını dinlemek isteğiyle elini öpüp uzun ömürler dileriz.
(#18280441) hayranı olduğum bir bakış açısına sahip olan yazar.
kendisine ters diyenler onun aslında ne kadar düzgün olduğunu hiç bir zaman bilemeyecekler.
xoxo gossip girl *
kendisini buradan ifşa ediyorum; terstir merstir ama aslında power fm de program yapan havayı koklayan adamdır kendileri. yıllardır radyoculuk yapar ki çocukluk arkadaşımdır eskiden beri tanırım.
küçüktük; bu hep radyoculuk hayaliyle yanıp tutuşurdu. değişik huyları vardı, mesela havayı koklayıp o günün sıcaklık tahminlerini yapmakta üstüne yoktu. hatta daha o zamanlardan keriz tokatlamaya bayılır, milleti iddialara sokar ve gazozlarını içerdi.
hiçkimse havayı koklayarak kaç derece olacağını tahmin edeceğine itimat etmez, gönül rahatlığıyla iddiaya girer sonra da kaybedip bunun kehkehkeh diye gülüşünü izlemek zorunda kalırdı. gazozu içişini de tabi.
hiç unutmam bir gün buna çok fena bir şaka yapmışlardı; çok sağlam osuran sivaslı bir çocuk vardı. bir akşam önce kurufasulye ile teşhizatı doldurmuş, tüm şarjörleri bağırsaklarında hazırlamıştı, buna havayı koklattılar o gün. zavallım yine gazoz içerim edasıyla iddiaya bilene girmişti. tabi koklayınca sivaslı osrukçunun tüm bağırsak özlü kokusu da bunun tüm ayarları bozmuştu. gözlerini kısmış, yüreğini burkmuştu.
işte o gün koklamasına rağmen tahmin yapamadı. gazozu kaybettiğine ve tahminin tutmamasına dertlendi ve çocukça bir hırsla kendine hedef yaptı. büyüdü ve radyocu oldu, hala kokluyor.
iki katı filan demiş. tuğla kadar kalın cüzdanını iyi basılmış tost ekmeğine çevirecem haberi yok. kukla mı sikiyoruz arkadaş, ben geçeklerle oynarım ne kuklası. he sözlükte kukla diye biri varsa üzerine alınmasın tanımadığımdan öyle dedim.
istediğini oynarız demiş, sana yeni zellanda batağı oynatır, taksi paranı da cebine koyar gönderirim çocuk.
ulan izmir değil san fransisko da olsan ne yazar bee. gel lan, atla gel. takım elbisen de benden, daha oyun başlamadan taktim edeceğim. dar kesim, topkapı sur altı pazarından, hem de en kıyağından. defo mefo yok.
amaaaaaaa, bak ama nın a sını ne kadar uzattım görüyor musun? neden?
çünkü oyun mamasında adamın eline veririm. yok lan hemen de yanlış anlaşılıyor bak; ah bu türkçe. masa altından değil, o bir tabir aslanım, hemen celallenme.
pişti oyununda es geçtiğini anlatıp bunu paketleyip başarı olarak önümüze koymuş yazar. olm bırakın piştiyi miştiyi yeni oyunlar bile icat ettim amk, oynayabilen çıkmadı.
(bkz: #18201831) pişti oyununda yenmiş diye seviniyor dingil.
taşşaklısına gelmediği çok belli. lan adamı pişti diye yerim la ben. alnına alnına yapıştırırım kağıtları. heyt be, kupa valesi derlerdi eskiden bana. yalayıp yapıştırırdım adamlara...
şeytan başlığına şu entariyi (#18192306) girdikten sonra arkadaşlığımızı tekrar gözden geçirmeme sebep olan yazar. kanka sato olduğunu bilmiyordum lan, valla imanlıyım olm ben. daha sonra görüşmesek olmaz mı? ehe.