buradan defalarca tekrarlanmış olayın nelere geldiğinin göstergesidir. bilgi sahibi olmadan, ağzından salyalarak akarak saldırmak, hele ki bir ülkenin cumhurbaşkanına ancak çeşitli art niyetlilerin yapabileceği iştir. şimdi aşagıdaki köşe yazısıyla, ülke 'de kimlerle uğraştığımızı ispatlayalım.
AKP yandaşları ve medyası, yoğun propaganda yapıyor: "Cumhurbaşkanı, cezaevlerindeki teröristleri hastalık bahanesiyle affedip sokağa salıyor."
Bu, Türkiye'de piyasaya sürdükleri en büyük yalanlardan biri. Bunu size eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in sözleri ve imzasıyla kanıtlayacağım. CHP istanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu bu konuyu Adalet Bakanı'na bir soru önergesiyle sordu:
"Anayasa'nın 104. maddesine göre sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı'na verilmiştir.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanırken, bunların seçimi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılmaktadır?
Affedilen kişilerin Anayasa'da öngörülen konumda olduklarını (sürekli hastalık nedeniyle tahliyesini) belirleyen kurum hangisidir ve bu kurum hangi Bakanlığa veya bakanlıklara bağlıdır?"
Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından bu önergeye verilen yazılı yanıtı özetliyorum:
"(Cezaevlerinde yatmakta olan) Hükümlülerin bu konudaki (tahliye) taleplerini Bakanlığımıza veya Cumhuriyet Savcılıklarına yapmaları durumunda, zaman geçirilmeden tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilerek hastalığın tıbben tesbit edilmesi, sonra raporun (bir kez daha tetkik ve onay için) Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilmesi, hastalık saptandığı takdirde belgelerin derhal Bakanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen süreç sonunda ikmal edilen dosya, Bakanlığımızca gereği takdir ve iFA EDiLMEK ÜZERE Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Cemil Çiçek. Adalet Bakanı. imza."
39 adet DHKP-C
5 adet PKK
28 adet TKP-ML TiKKO
19 adet Dev-Sol
17 adet MLKP
15 adet THKP-C
3 adet TDP
2 adet TKiP
2 adet TEKP Leninist Gerillaları
1 adet DHP
1 adet Dev-Yol
7 katil
1 gaspçı
5 çete mensubu
4 uyuşturucu kaçakçısı
ne hikmetse affedilen teroristlerden hiçbiri sağ bir oluşuma üye değildir. hepsinin sol ve pkk yanlısı gruplar olması da ciddi bir oksijen problemidir.
sağ oluşuma üye olanların affedilmediğini söylemek için, sağ oluşuma üye olanların adalet bakanlığınca cumhurbaşkanlığına iletilip iletilmediğini bilmek gerekir. yoksa; ben listeye baktım, hiç sağcı yoktu, kesin sağcı diye affetmemiştir demek, iğne deliğinden bağdat'ı görmektir. bu da (iğne deliğinden bağdat'ı görmek) ayrıca yetenek gerektirir zannımca.
- abi teröristlerin affedilmesinde cumhurbaşkanının hatası yokmuş. meğersem bu hükümet karar alımış, cumhurbaşkanı sadece onaylamış!
+ cumhurbaşkanı hükümetin önüne gönderdiği her yazıyı onaylamış mıdır?
- hayır abi, cumhurbaşkanı mühürcülük değil ki, herşeyi mühürleyip yollasın geriye...
+ yaaa...yaaa...oksijen beyne gidince algılama alt eşiği de yükseliyor değil mi?
- eee abi adalet bakanı ile hükümetin hiç mi suçu yok?...
+ bana o ağızlarla gelme...22 temmuz'da git ağzının payını ver hükümete, ama cumhurbaşkanını seçimini vatandaşa bırakmadılar, o nedenle buradan konuşuyorum.
bu propagandayı birilerinin siyasi amaçları ugruna yapması mantıklıdır. fakat bu propagandanın bu kadar taraftar bulması anlaşılır şey degildir. iletişim araçlarının bu kadar yaygın oldugu ve kimin ne için nasıl affedildigi, affedildikten sonra kaç gün yaşadıgı gibi bilgiler ortada duruken birilerinin buna inanması, ancak aziz nesinin yüzdelik hesabı ile anlaşılabilir. ayrıca bu durum ve benzerlerinin gösterdigi bir gerçekte ülkemiz basınında bir takım gerici güçlerin gündem belirleyecek kadar güçlendigidir.