hala nerelerdesiniz hala solcu sağcı ilişkileri 1960 zihniyeti yazık çok yazık sizler böyle yazdıkça elalem zaten kıçıyla gülüyor başkalarının kıçına gerek yok denilebilecek türden absürt bir başlık.
girit elden çıktığı dönemlerde "girit canmız, feda olsun kanımız" söylemleriyle bu tarz mitingler yapılmıştır. istihbarat, sultan ahmet meydaninda geniş çaplı katılımın olacağı bir mitingin hazırlığına başlandığını haber verir. bunun üzerine sultan abdulhamit han"mitinge katılan kahraman evlatlarımızı askere alıp silahlandırarak girit'i geri alacağız. gazamız mubarek olsun" diye bir ferman hazırlar.
sonuç mu? miting günü bir allah'ın kulu bile sultan ahmet meydanında yoktur. seyyar satıcılar bile gelmemiştir.
netice itibarıyla. mitinglerle bir şey olmaz. sözde silahlanmaya hazır kişilerin bile %99'u pratikte meydanda bulunmaz.
genel kurmay tarafından, "mitinge katılan kahraman evlatlarımızı askere alıp silahlandırarak kuzey ırak'a sokacağız" tarzı bir çağrı olduğu vakit, meydanların boş kalacağı mitinglerdir.
Not: biliyorum, vatanperver yazarlarımız kızacak, kükreyecek, ellerinden geldiğince eksileyecek. ama tesbitim doğrudur. bu büyük bir savaş değildir, yıllarca rantı yüksek diye kasten başı ezilmemiş küçük bir yılanın ejderha kesilmesinden başka bir şey değildir. bu gibi basit bir şey içini kimse tutup askeriyeye gitmez. işin ucunda gercek anlamda bir savaş olursa, zaten istenmese de seferberlik neticesinde herkes askere alnır.
yıllarca meydanlarda yürüdük ama yürümeyle *ik olmadı. yine olmayacak. yürümekle hiç bir şey olmuyor malesef. (kuru sloganlar, klişe laflar bana terstir. askeriye hiç mi araştırma yapmamıştır da böyle bir pusuya düşmüştür. pu sizin istihbaratınıza. gencecik canlar hiç yere kurban oldu.)
fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış atasözüne örnek teşkil eden hadiseler.
Ne zamandan beri kefereden medet umar olduk?
Ne demişler? Kasaba et dileneceğine kes çükünü ye.
Artık birilerinden icazet, izin almayı, medet ummayı bırakalım. Bu bir ölüm kalım meselesi haline gelmiştir. Laf değil icraat yapalım. Ya ölelim ya kalalım. iktidardan beklentimiz budur.
mitinge katılan insanların miting bittikten sonra normal hayatlarına aynen devam etmesi, hiçbir şey olmamış gibi yaşaması dikkati çeken en ilginç olaylardan birisidir. bilinmelidir ki, bu mitingler sıkılarak yaptığımız sorumluluklarımız değil, tabir-i caizse dökülen şehit kanlarının hesabını sormak için yapılması gereken bir farz olmalıdır.
kısacası, sabahın köründe tatsız ağızımızı tatlandırmak, "dişlerim çürümesin, aman çürüse de yaptırırım yahu ilerde" diye baştan savma diş fırçalamak gibi bir hadise değildir bu eylemler. yapılması zorunludur, yıllardır bu ülkenin başına bela olan terörizmin ateşini söndürmek için doldurulan ilk kovadır.
şu tip konuş(a)ma(ma)ların geçebileceği mitinglerdir;
-buradan tüm milletimizi...avrupadaki halama, yengeme, dedemin torunun sopunun soyuna ve sevdiceğim..
aman...ananskimm.yannış oldu. neyse iyi akşamlar...
şehitlerin hesabını askeri uzmanlardan soracağına, kayıp 8 askerin nasıl kaçırıldığını nerede olduğunun hesabını soracağına içindeki kini savunma mekanizmalarıyla farklı yönlere kanalize eden insanların düzenlediği mitingtir. aynı şeyi balkonuna bayrak insan için de düşünebiliriz. yürüyüşlere karşı değilim, denildiği gibi bir duruştur, lakin sorgulanması gereken mercileri sen sorgulamazsan yeniden yürümek zorunda kalırsın ve kendini tekrarlarsın.
bu mitinglere katılan kimse, mitinge katıldıkda şu değişti diye gitmiyor. bu bir duruş meselesidir, duruşunu belli etme, öfkeni ortaya koyma meselesidir. eline elbette bir şey geçmeyecek. hz. ibrahim ateşe atıldığında su taşıyan karınca misali...
bu tepki mitingleri sadece bagırıp cagırma öfkemizi kusma değil terör siyasetinde bize tamamen yalnız bırakan dünyaya terör konusunda ne kadar haklı olduğumuzu toplu biçimde haykırmaktır.bu mitingler her zaman için yararlı olmuştur örneği ispanyada vardır.
