şehrin terminaline gidip, otobüste el sallanmayan yolcuya-yolculara el sallamaktır.
herkes bir şehirden diğerine giderken arkasında sevdiklerini bırakır, ama hepsini uğurlamaya birileri gitmeyebilir. bu durumda biz otobüsün içine bakıyoruz. el sallamayan yolcu kimse ona el sallanmıyordur. ona el sallıyoruz. ilk önce, 'önümdekine, yanımdakine sallıyorlar galiba' diyebilir. ısrarla gözlerine baka baka el sallıyoruz. farkına varacaktır o kişi. farkettirebilmek için işaret parmağımızla 'evet sen' şeklinde mesaj verebiliriz.
neden gerekli?
bunu yaparak hiçbir kazancımız olmayacak. hiçbir çıkarımız yok. sadece el sallıyoruz. olur da farkına varırsa o insan tebessüm edecektir. tek amacımız da bu zaten. tanımadığımız bir insanın hayatına 30 saniyeliğine de olsa girebilmek, onu ufak da olsa mutlu edebilmek. 30 saniye bilse olsa; kredi kartı borcunu, karısıyla ettiği şiddetli kavgayı, çocuğunun olmayışını, babasının hastalığını unutturabilmek.
dünyadaki en kasvetli, en boğucu, en dandik mekan olan terminalde, birisine yıllarca hatırlayabileceği hoş bir anı bırakabilmek.
ben başlığı beğendim ama açıklaması çok duygusal olmuş. ben napayım birilerini mutlu ederek diyen arkadaşlar için de ayrıca açıklamam var. oğlum harbi çok eğlenceli lan, böyle adam fıttırıyo, kime el sallıyor lan bu yavşak diye bi öne bi yana bakıyor falan. çok komik. yoksa yemişim ben de, el sallanınca mutlu olacakmış zart zurt. o kısmı da zaten arkadaş yazdı, ben şimdi oturdum bilgisayara.
mehmet ve ahmet siz 4üncü sırada, sağdaki yolcuya el sallayacaksınız. süleyman sen el salla birisi üzerine alınırsa, arabanın arkasından koş... behçet sen de şöföre el salla... burak bizde terminal çıkışında durup, grup yapalım.
- abi saat geç oldu evlerimize dağılsak artık?
+ tamam, alın şu harçlıkları... yarın aynı saatte, aynı yerde...
aşti'de bazen yaptığımdır. göz göze geliyoruz yazık etrafa bakıyo. kendisini tanımadan sevdiğimi anlayamamış olsa gerek. bi kaç kişi karşılık vermişti.