elemanın birisi dilini bilmediği bir yerin terminalinde kalır ve yanlış hatırlamıyorsam kimliği falan hiçbirşeyi olmadığı için terminalden dışarı çıkartılmaz ve terminali eviymiş gibi kullanır ve olaylar gelişir.
ulkesi isgal edilince hic bir ulkeye ait olmadıgı gerekcesiyle ne amerika sınırlarına gidebilen ne de ulkesine donebilen, terminal de yasamanın nasıl bir duygu oldugunu bize gostermis filmdir.
aradığım eşyayı bulamamayı hatırlatır bana hep. bana hep arayıp da bulamadığım, ama bir yere yetiştirmem gereken eşya için endişelenmeyi hatırlatır. sonuç yok ama, bulup bulmamam önemli de değil ki aslında! tek farkına vardığım, normalde elimde olan eşyanın ortalıkta olmaması. şeytanın alıp sattığı da denebilirdi ama dedim ya burda sonuç monuç yok. burdaki sahafların eski atasözleri kitaplarında haticenin neticeye ağır bastığına dair duyumlar alıyorum üstelik. kafamdaki renkler de sarımtırak olduğundan olsa gerek, hiç şüphe duymuyorum.
kavuşmak, özlem gidermek falan gelmiyor ama hiç. zoraki el sallamalar dalgalandırıyor sadece camları. bir an evvel kalksa da şu otobüs, gitsem şurdan lar olmayan kedilerimizin önünde cirit atıyor. giderken sarılsam mı, sadece el tokalaşıp öpsem mi, yoksa sadece bi zorali el sallama yeter mi kol geziyor bi de. gelecekti ben düşünsün deyip, 5 dakka daha rahat edebilirsin. et yani, 5 dakka.
nerde düşkün, nerde ipsiz sapsız adam varsa terminallere toplanmıştır ayrıca. geceleyin deli hastanesi gibi olur, ilaçsız, doktorsuz, uyuşturucusuz, beyaz değildir bi de renk. sarıdır. her yer sarı ve koyu tonları. ağır koku işler hissetmeyen burunlarınıza, burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan vermek lüks değil ihtiyaçtır artık.bunları alan var mı acaba dediğiniz 3 aylık ömrü kalmış ukala malların satıcıları bekler orda gözünün içine bakarak. adımlarının yakınlığını ölçer sürekli. her yakınlaşmada buyur abi demeyi isteyen ağız ve artık umutla bakmak isteyen bir çift sarı göz.
ayrılıkların ve kavuşmaların mekanı.. egsoz dumanına karışmış duygular mekanı.. geceleri de hareket olan bir mekan olduğundan sabahlamak için kalacak ev bulamayan genç aşıkların yuvaları
2000 yılında kurulan, 2004 yılında "Dream of terminalist" adında bir demo albüm çıkaran, isimlerinin öyküsünü ' Ayrılıklar, kavuşmalar, gözyaşları, hüzünler, sevinçler; terk edişler.. ve hepsinin buluştuğu tek yer; 'TerminaL'; her zaman bir bekleyen vardır, neyi beklediğini bilmeden..' şeklinde açıklayan, dur gitme isimli mükemmel şarkının sahibi gruptur.
(bkz: dur gitme)