terlik biz insanlar icin kendini supurge yapan yerlerde surunen ayacıklarımız üşümesindiye kendini harab eden yeri geldigini guclu bir savaş aleti yeri geldiginde sinek savar olan biz insanlar icin calışan zavallı bişey.
kadın, yaşadığı üzüntü ve acının etkisiyle pencere kenarında öylece kalakalmıştı. değil hareket etmeye ağlamaya bile hali kalmamıştı. demek böyle oluyordu, kanı çekiliyormuş insanın diye düşündü. olmaması ihtimalini hiç düşünmemişti, onsuz hayatın nasıl yaşanacağını bile bilemiyordu. bitkindi, uykuya ihtiyacı vardı, ama onu düşünemeyeceğini bildiğinden ve bu histen vazgeçmek istemediğinden uykuyu reddediyordu. elleri kucağında öylece oturuyordu.
erkek, bilmem kaçıncı sigarasını söndürüyordu kül tablasına. bakışlarını duvara sabitlemiş öylece bakıyordu. içini delen o acıyı nasıl bitireceğini bilemiyordu. düşünmemişti ki böyle bir sonu, hazırlığı yoktu. hazırlık yapmasına gerek yoktu ki, seviliyordu. neden hazırlansındı. bir sigara yaktı tekrar ve daldı gitti yine.
kara büyü yapan büyücünün, üstüme attığı siyah tozun etkisinden kurtulmam epeyce zamanımı almıştı. bir kez daha bu tür filmleri izlemeyeceğime dair kendime söz verdikten sonra, karanlık odadan tuvalete gitmek için terliklerimi giyip koridora doğru yolaldım. çocukların yere attığı bir kraker parçasını ezdiğimi sandım ilkin. konu üstünde düşünmedim bile. sigaramı bulma çabalarıma ışığı yakıp devam etmem gerektiğine karar verdiğimde, iğrenç gerçeği gördüm birden. bir hamamböceği ezmiştim. ayaklarımdaki terlikleri öpecektim neredeyse. iyi ki ayağımdasın sevgili terliklerim.
ev içinde kullanma alanlanına göre balkon terliği, banyo-tuvalet terliği, misafir terliği, sokak terliği vb. kollara ayrılmış, silah olarak kullanılabilen, uzun süre kullanılması, yıkanmaması ya da değiştirilmemesi halinde iğrenç bi kokuya sahip olan, ayağınız temiz olsa bile etrafa o kötü ayak kokusunu hissettiren nesnedir.