sevgili bağırır sevgiliye, kırgınlıklarını haykırır, sevgili bağırır sevgiliye yeni kırgınlıklar haykırır.. sevgili toplar yere düşen kırgınlıklarını, koyar birkaç çantaya. aklında kalan gitmektir, arda kalan da.
sevgili taşır sevgilinin çantalarını kapıya kadar. elleri kaldı tokmağın üstünde kahretsin. gözleri belki son kez bakıyor sevgiliye. sonra açar kapıyı ama kapatıverir açar açmaz, korktu mu ne?
çok acitir. otogarda otobüse binmeden önce içilen son sigara, son sarılmalar, tükenmişlik ve tüketmişlik, çaresizlik belkide. aşkın içine bolca tutku koyduğunuzda artık işler fena halde değişmeye başlar. doyumsuzluk artar. arttıkça istekler artar. tüketirisn herşeyini onun. ve sonunda ben gitmek zorundayım der ve sende paşa paşa sesini çıkarmadan kendi ellerinle son kez uğurlarsın onu.
kadın trene gözleri yaşlı biner. trenin yanında yürür adam gözleri yaşlı, kadın koridor boyu yürür, adam da tren boyu, sadece görebilmek için azıcık daha. adam parmak uçlarıyla trene dokunur son kez sanki kadınına dokunur gibi.
işin içinde ihanet varsa sevginiz erir bir anda.gözünüzün içine baka baka sizi mal yerine koyduysa bir de anlarsınız insanlar nasıl katil oluyorlarmış.bir an bile kendi canımı yakmak gelmedi içimden.fakat yakın olsaydım kesinlikle birşey yapardım.yol verdim...canı nereye isterse oraya gitsin defolsun...
Bazan içinizden şarkılar mırıldanırsınız: ''sana gitme demeyeceğim,ama gitme lavinya.'' Gizliden söylenen bu şarkı içinizi burkar. Zordur elvede sahneleri, kalanda olsan giden de olsan farklılık sadece ayrılığı yaşadığın mekan olacak.
diri diri mezara gömmektir duyguları. yaşadığını bilirsin ama gitmiştir çoktan, düşünürsün 'ne yapar' diye. bakarsın ardından, kaybetmişliğin acısını çekersin. umut bağlarsın belki de..
oysa ölmek öyle değildir, kesersin bağlarını, beklemezsin.. geri dönmeyecektir, ebediyen uzaklaşmıştır. özlesen bile bilirsin ki, yoktur.. olmayacaktır.. son yolculuğuna uğurlarsın, biter..
peki ya hayatta olduğunu bile bile yolcu etmek? zordur vesselam..