kafanın içinden geçen binbir çeşit sözcük, iğneleme, yalvarışı sözcüklere dökememektir. kelimelerin kilidini açacak anahtarı elinde tuttuğun halde açamamaktır. zira susmak bazen en iyisidir. varsın karşındaki istediği anlamı yüklesin...
beyine giden kanın durmasıdır, kalbin atmamasi ve vücudun nefessiz kalmasıdır. bedendeki komuta zincirinin en başı kopup gitmiştir, emir nereden gelecek şaşkınlığıdır.
sözlükteki her konuya bir cevabı olan yazarın "ayrılıyoruz" kelimesini duyduğu anda arka fondan acıklı bir müzik duyduğunu sanması halindeki nabıcağını bilememesi halidir.*
en iyisidir. lakin kendimi ancak dört gün tutabilmişimdir. sonsuza kadar konuşulmayacaksa susulmalı. o dört gün deyip küçümsediğimiz 96 saat, fena şeyler biriktiriyor insanın içinde. aylardır susmadım gitti lan.
dogrusudur.
ilişki bir sevgi paylaşım aktivitesiyse eğer, bu olayı bitiren kararıda karşı taraf vermişse sevgi paylaşımı artık bireyselleşmiş demektir. bundan yola çıkarak ayrılık esnasında kullanılacak sevgi sözcükleri laf kalabalığı olarak algılanacaktır. bundan mütevellit tek kelime etmeksizin sessizliğinizle kırbaçlayın onu derim ben.