kişisine göre değişir.
değer olgusu ağır basan tarafından belirlenir.
çok sevilip emek verilen tarafından terk edilmek %99 dur.
(doğanın kanunu gibidir, yapacak bir şey yoktur)
benim kafada aynen böyle çalışır. tabi karşıdaki insanın çok iyi biri olması gerekir. bunu düşünmem için. çünkü onun tek suçu çok iyi olması ve sizi çok sevmesidir. nasıl terk edebilirsin ki beklersin o terk etsin diye. elbette terk ederken üzülecektir ama terk edildiği kadar olmayacaktır. o yüzden böyle insanları terk etmeyelim terk edilelim. bu daha güzel.
kişi zaten ayrılmayı düşünüyorsa terk edilmek iyidir çünkü kişiyi bir dünya bahane bulmaktan kurtarır ve vicdan azabını azaltır, zaten ayrılacaktım deyip sorumluluğu üzerinizden atmış olursunuz ama ayrılmayı aklından bile geçirmeyen bir insana koyar doğrusu, afallatır, üzer.
terketmek yürek ister, elini yıkayıp çıkmak her şeyin içinden... çirkinliklerin yanında güzelliklerden de vazgeçmek cesaret işidir, iyiliklerin hatrına kötülüklere katlanamayacak hale gelip gelmediğinize dair verdiğiniz karar, mangal gibi yürek ister, terketmek, yanılma ihtimalini içerir. pişmanlık pek de uzak değildir size.
terkedilmek de yürek ister. kalakalırsınız oralarda bir yerlerde, durduğunuz yeri pek de göremezsiniz artık, yine mangal gibi bir yürek gerekir olanları kavrayabilmek için, olanlara dayanabilmek için, arkada kalmayı göğüsleyebilmek için, birinin gidişini izlerken göğüs kafesinizi parçalamak istersiniz ya, buna karşı size direnen yine yürektir işte.
hiç bir fark yoktur bence aralarında, terkeden de terkedilen de koskoca bir yükü sırtlanmıştır, tabi terkedende biraz merhamet varsa ve terkedilen de gerçekten terkedilense. çünkü bazen terkeden, daha önce terkedilmiştir dimi?
bazen de birileri basıp gider, kim terkeder kim terkedilir hiç anlaşılamaz. her ikisi de hem terketmiş hem terkedilmiştir ya da her ikisi de terketmemiş, terkedilmemiştir. birileri sadece basıp gitmiştir.
terk edenin geçerli bir nedeni varsa geriye dönüp bakması pek olası değildir. kendini haklı bulacaktır. terk edilmeye gelince, ne yaparsan yap kendini haklı bulsan da acısını derinlerde yaşarsın unutma süresi karşındakini ne kadar ciddiye aldığına göre değişir.
doğru bir önermedir. terk edildiğin zaman en azından bir küçük emrah sendromuna girip arkadaşların arasında naz yapma şansın oluyor, ama terkettiğin zaman kimse siklemiyor seni.
terk edilmek, ilişkinin tüm sorumluluğunu terk edenin sırtına bindirmenin verdiği rahatlığı verir ve kral bir şekilde ilişkiden en az hasarla kurtulmanın anahtarıdır kanımca.
terk etmekte olabilecek pişmanlık söz konusuyken, terk edilince bu olmaz. o yaptı kendi derdine yansın denilebilir.
çektiğin acının uzama süresi biraz daha kısalabilir, nedeni ise; sürekli karşı tarafı suçlama, hatayı onda aramadır.
yerine göre değişkendir.
Çok sevip terk etmek durumundaysan bu insana koyar. Sevmiyorsan, terk ediceksen (madem sevmiyodun ne diye umut verdin o zaman .!)
Seviyorsan terk ediliyorsan yok böyle başka bi duygu.!
yazmakla kesinlkle tarif edilemez.
Terk etmek daha kolay olmalı..
yapılan her şeyin bedelini ödeyeceksek bu dünyada; terk edilince ödemiş oluyoruz bedeli tabiri caiz ise belli konular da sıfırlanıyoruz, oysa terk etttikten sonra oyun yeni başlamaktadır. yavaş yavaş ödemeye başlarız bedelini.
bizi terk edenlerden nefret ederiz ve daha çabuk unuturuz.
terk ettiklerimiz ise zamanla göklere çıkarırız ve çok zor unuturuz.
onun için bir ilişkiyi bitirmek istiyorsak terk eden değil terk edilen olmaya çalışmak bizim için kârlı olucaktır.
terk edilmek tıpkı sevmediğimiz bir işten atılmamız ve tazminatımızı almamıza terk etmek ise istifa etmemize ve bütün emeklerimizi o yerde bırakmamıza benzer.