- ben gidiyorum saylon, hoşçakal.
+ dur leyla, son bir sorum var.
- sor.
+ hani bi gün ben sen haluk bi de aysel parka gitmiştik hatırladın mı?
- evet?
+ tamam.
- soru bu mu?
+ bu mına koyim, duygusal bişey bekliyodun di mi? naş.
-neden?
sanki öğrenince her şey hallolcak gibi, tüm sözler, dokunuşlar, öpücükler unutulacakmış, acıların üzerine sünger çekip ortadan yok olacakmış gibi gelir. ama hep de sorulmak istenendir. cevabı bile insanı yaralasa sadece bunu merak eder, kendindeki eksikliği anlamak ister. cevabının dahi zor geleceği bilinse de merak edilen tek sorudur ayrılırken...