nabzımda atıyor sensizlik,
ben, sessizce düne bakıyorum.
dudaklarından aldığım alevi beynine,
teninden aldığım kıvılcımı kalbine emanet ediyorum,
bedenine sığınmak isterken, hazzında alabora oluyorum.
bir sabah, kapkara gökyüzü, hüzün kokan sahilin, gözümü açıyorum.
şehvetini iştahla kasıklarıma hapsederken, terini içiyorum.
dişi bir kısrak oluyorsun kasıkları kanlı, gözleri alev alev ve vahşi.
ben, kan, ter içinde, kızılına doyumsuz, kana susamış bir boğa.
uyanıyorum yalnızlığıma, meğer rüyaymış, çok geride kalmış.
yazık derken, ellerime bulaşan kanı farkediyorum.
sen kokuyorum, allahım, çıldırıyorum.
bu göğsümde çağlayan okyanus terin mi yoksa?
kendi bedenine aç bir doyumsuz gibi hırsla saldırıyorum serin sularına.
kendimi paralıyorum ama yoksun, sessiz ve kupkuru bir çöl.
yastığım, yorganım, yatağım huşu içinde gizemini saklayan bir göl.
durgun sulara hapsettim özlemini.
çağladığım günler dün gibi serin ve çırılçıplak sen kesmiş her yerim.
gözlerim, ellerim, nefesim, haykıran sesim dişiliğine doymadı, terine susadım.