Türkçe tereyağı kelimesi Farsça kère sözünden dönüşmüştür. Türkçede yakın zamanda k sesi t’ye dönüştürülmüştür. XIV. yüzyıl hekimlerinden Ali Çelebi bin Şerif’in hekimliğe dair yazdığı “Yadigâr-ı ibn Şerif” adlı eserinde “Ve süğlün eti ve kereyağı ve sayağı bunlardan yimek gerek” demektedir.