Herhangi bir dili öğrenip sadece bu tâlimiyle metin tercüme edebileceğini zannedenler tarafından ayyuka çıkan hatalardır. Bakınız efendim tercüman olmak ya da herhangi bir metni tercüme edebilmek için dil öğrenmek yeterli değildir. Tercüme melekesine erişmek için daha birçok aşama var lakin artık bunlar görmezden geliniyor. Sonra tercüme faciaları ortaya çıkıyor.
"Palestine liberation organization" ibaresini "filistin kurtuluş organizasyonu" olarak, "west bank in palestine"i "filistindeki batı bankası" olarak çevireni gördüm. Peşaver geceleri adlı kitapta "buhari bey" lafzını dahî gördüm. Kelimeleri birebir çevirisiyle nakletmek kadar sıkıntılı bir durum olabilir mi?
Böyle trajikomik durumlarla karşılaşınca her önüne gelene tercüman sıfatını yapıştıran yayınevlerine de allah'tan akıl idrak izan diliyorum.
Tercümesi yapılan dilin konuşulduğu coğrafya, metnin içeriği hakkında bilgi sahibi olmak, terimler, kendi diline hâkim olmak vs. Bunlar tercümede en az dil öğrenmek kadar mühim unsurlar.
iyi bir tercüman kendi diline hâkimdir. Birbirine anlam bakımından yakın kelimeler arasındaki nüansı farkeder. Genel kültürü geniştir ve kendi dilinin geçirdiği tarihsel değişimden haberdardır. dillerin birbiriyle yoğun ilişki içinde olduğunu bilir.