evlere gizlice giren güvercinlerdir. mutfak balkonunun kapısını açık bulduklarında şuursuzca içeri dalarlar.
mutfakta açıkta buldukları her şeye, açıkta değilse açmaya çalıştıkları yiyeceklere saldırırlar. bir de terbiyesizce kaka yaparlar. mutfakta aradığını bulamazlarsa antreye, oradan da oturma odasına kadar girerler. burada sizlerle göz göze gelirler, o tek gözleriyle size yandan yandan bakarlar.
buyur gel canım, beraber olsun dersiniz, bakmaya devam ederler, kımıldamazlar bile. sonra bir akın yaparak kovalamaya başlarsınız. eğer geldiği yolu tutturamazsa evin içinde bir "akşam ebesi çöplük bebesi oyunu " oynanır. en sonunda havada yakalarsınız ve o artık avucunuzun içindedir. masum masum suratınıza bakar, dayanamazsınız ve bi daha olmasın deyip salarsınız. ama terbiyesiz güvercin bunlar, hem de kuş beyinliler, laftan:) anlamazlar. fırsatını buldukça tekrar taarruza geçerler. bu olaylar silsilesi de sürer gider.
sabahın köründe daha yeni uykuya dalmışken ''pıt'' adını verdiğimiz ayak sesini çıkararak kafamın dibine kadar gelip,kafamı kaldırıp baktığımda ise nedensizce bir göt korkusu yaşayıp çığlık çığlığa pencereye çarparak odadan çıkan embesil yaratıklar.
sictiktan sonra "ay kamuran, kismetim kondu" seklinde yorumlayanlarin kendilerini terbiyesizlestirdigi ve arsizlastirdigi guvercinlerdir. sonra yavsak bir yuz ifadesi ile bu kus gelsin benim omuzuma sicsin. efendi, efendi, bu ne munasebet! bu ne kismeti efendi! sicarim oyle guvercine.