terbiye

    21.
  1. "Terbiyenin gâyesi, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir." eflatun.

    ne yazık ki bizim insanımızda terbiye anlayışı, çocuğunda bulunan kabiliyetleri geliştirmekten çok bastırmak, mümkünse bazılarını yok etmektir.
    2 ...
  2. 14.
  3. 8.
  4. erkeklerde terbiyeli olmak, karşısındakine saygı göstermek pek geçerli bir durum değildir bizim gibi memleketlerde. daha çok evcil bir ayı kıvamında olması beklenen erkeklere bu tip davranışlar yakıştırılmaz.

    sokakta "bu ne lan ibne gibi" yaftası yapıştırılır adamın üstüne.

    ya da terbiyeli olunduğunda, "çok efendi çocuk" denir örneğin. bu adamlara bakış açısı ise; efendi ama kendini savunamayan, güçsüz, ezik bir adam profilidir. evcil ayımız dış dünyanın vahşiliğine karşı çelimsiz hemcinsini korumaya çalışır. aralarında böyle bir arkadaşlık gelişir.

    terbiyeli olmak iyidir, erdemdir hatta, saygı duymaktır insana, lakin, fazlası sarar günümüzde, gelecekte belki olur.
    2 ...
  5. 12.
  6. 32.
  7. kendini gizleyebildiğin kadar terbiyesizsin, felsefesini benimsemişler var.
    1 ...
  8. 15.
  9. tavuk ızgarada ona büyük lezzet veren baharatlı karışımdır.
    1 ...
  10. 4.
  11. yumurta ve limonla yapılan leziz yemek.*
    1 ...
  12. 17.
  13. şu an itibariyle sözlüğümüzde bulunmayan şey.
    1 ...
  14. 2.
  15. terbiye; yemekleri soğan, salça, baharatla birlikte bekletme, demlendirme, tadını güzelleştirme anlamına da gelir.
    1 ...
  16. 10.
  17. yoksunlugunda sahip olmayan kisi hakkinda yorum yapmaya degmeyen davranis sekli.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük