baba "hutbede ne anlattı?" diye sorguya çekemeyeceği için rahatlıkla yapılabilecek bir kaçıştır. teravih vakti internet kafede porno izlemeye çalışmak çarpılma sebebidir. darwin bile çarpardı hani, o derece.
Arkadaşlar, karanlık, bazen bir futbol topu, bazen internet kafe...
Çocukken akşam vakti dışarı çıkmanın verdiği haz...
Teravih namazı diyerek dışarı çıkmış, eğlenceli, haylaz çocuklar...
Hepsi çok güzeldi.
iftara saatler kala bir bir evlere çağırılan çocukların hepsi arkadaşlarına aynı şeyi söylediler..
-Teravihe beni de çağırın.
Her gün farklı bir çocuk mahalledeki her evin kapısını çalıp çağırırdı arkadaşlarını o saatte. Sohbet ederek, şakalaşarak, bazen koşarak, bazen yürüyerek gidilirdi caminin karşısındaki internet kafeye.
Amaç hiçbir zaman oyun oynamak değildi.
Arkadaşlarıyla hava karardıktan sonra da oynayan bir çocuğa hiçbir cami hiçbir hoca veremezdi bu mutluluğu.
teravih diye çıkıp uzun eşşek,zımba,simit vs. tarzda oyunlar oynanan dönemden bir sonraki dönemdir. önceki dönem kadar keyif vermemekle beraber yinede evden çıkabilmenin verdiği bir mutluluk vardır tabi.
genelde küçüklerin yaptığı iştir.çocuk daha dini diyaneti bilmez ki zorla da güzellik olmaz.ilerde güler bu hallerine.çocuğa anlatılmamıştır ya da o anlayamaz.sadece sıkıcı bir aktiviteden ibarettir kendi dini olan müslümanlığın gereği ya da herhangi yaptığı ibadet.
küçüklüğümüzde buna benzer bir kaçamak yapmıştık kuzenle. cuma namazına gidiyoruz diye çıktık gittik akşama kadar ilçede gezdik dolaştık akşam geldik yalanı da hazırlamışız kafamızda. sakallı bir hoca vardı onu gözümüze kestirmiştik hutbeyi o verdi diyecektik. zaten hocalar da genelde sakallı olur ya. neyse, geldik amcam da bayağı bi sofu, adana'da eğitim görmüş filan. köyde kendisiyle karşılaştığımızda hemen bizi görmediğini söyledi ve nerede olduğumuzu sordu ben de yalanı pek beceremem ben camiye gitmedik dedim kuzen gittik dedi. ikimiz de aynı anda söyledik. döndük birbirimize bakıyoruz amcam bize bakıyor sonrasında ise topukları yağladık.
ergenlik yıllarından kalan hatıradır. ancak o zamanlar internet kafeye değil sigara içmeye parka gidilirdi. güzelce abdest alınır, temiz çamaşır giyilir, annenin duaları babanın gurur duyan bakışları arasında teravihe! gidilirdi. aslında tek amaç gece vakti rahat rahat fırlamalık yapmaktı. ta ki bir ramazan'ın son günü;
-nereye oğlum.
-teravihe baba.
-teravih'e mi?
-evet niye?
-hiiç sordum, tamam git bakalım.
===
===
===
-hoşgeldin.
-hoşbulduk.
-allah kabul etsin.
-sağol baba, cümlemizin namazları kabul olsun, sizin için de dua ettim.
-allah razı olsun senden.
-ee ne anlattı hoca.
-ana, baba hakkını anlattı.
-hımm çok güzel, balkonda arabayı yıkadığımız fırça var, onun sapını söküp getirir misin oğlum.
-hayırdır baba?
===
===
===
şeklindeki bir tecrübe ile ramazanın son günü teravih olmadığı öğrenilmiş bulunulmaktadır.