lisede şu yakası bağrı açık her bişeye sinirlenen, kendini isyankar agresif olarak nitelendiren onca gencin birer sivil birey olduklarında değişime uğrayarak herkesten biri olmasıyla örneklendirilebilecek durum.demezler mi adama 'nerde kaldı senin o asiliğin?' ı ıh demezler.
aşk & nefret... birbirinin zıttı gibi gözüken 2 kelimecik, insanoğlunun en çok özendiği ayrıca da kaçındığı duygular.ama sanırım aşkın ya da sevginin de diyebiliriz zıttı tepkisizlik. çok üzülebileceğin bir şeye, artık çok da sudan olağan bişi imiş gibi bakabilmek aslında insana koyan.tepkisiz, bir o kadar ilgisiz kalabilmek şaşırtıyor beni, bazı şeylerin bitmekte olduğuna işsaret ediyor kendince, canımı acıtıyor neden böyle oluyor diye.
türk halkı olarak sıkça başvurduğumuz eylemsizlik hâlidir. bir fıkra:
dünyaca ünlü piyanist, salonu hıncahınç dolduran dinleyicileri selamladıktan sonra piyanosunun başına geçmiş, tuşlara basarak konserine başlamış. ancak ses veren teller piyanist tarafından daha önceden söküldüğü için piyanodan en ufak ses çıkmamış... iki saat, derin bir sessizlik içinde geçen konserin bitiminde sanatçı ayağa kalkmış, dinleyicileri saygıyla selamlamış. ayakta, dakikalarca alkışlanmış. ardından kulise geçtiğinde arkadaşları sormuşlar:
- "neden böyle bir şey yaptın?"
sanatçı yanıt vermiş:
- "insanların nereye kadar tepkisiz kalacaklarını ölçmek istedim."
- "peki sonuç?"
- "anladım ki tepkisizliğin sonu yokmuş!"
iki sebepten gerçekleşir. Bu, ya "seni önemsemiyorum' demektir; ya da "seni çok önemsiyorum ve o yüzden bunları görmezden/duymazdan geliyorum" demektir. bazen de çok yorgun olmaktır. çaba göstermeye takatinin olmamasıdır. tepkisizlik garip bir tepkidir aslında ama ne yazik ki anlatabildiklerimiz karşımızdakinin anlayabildiği kadardır.
Edit : başlığı canlandırıp giden arkadaşı tepkisizce kınıyorum.
Umursamazlıktan sonraki seviyedir. Gerçekten tehlikeli olduğunu düşünüyorum, insan merak etmeli, şaşırmalı çünkü bunlar zihni diri tutar. Gelişime teşvik eder.
Sosyal medyada insanları şaşırtmak için yapmadıkları bok kalmayan mahlukatların da katkısı büyük.
günlük hayatta olması gerekendir. Fazlası psikolojik dengesizliklere işaret olsa da, bu kadar hızlı değişen ve gelişen dünyada ruh sağlığının korunması için tepkisiz kalmak ve sindirdikten sonra tepki vermek en iyisidir.
Dünya 1960'lardan sonra çok hızlı değişmeye başladı. insanevladının bünyesi henüz bu değişim hızına yetişecek şekilde evrimleşmedi.
Bizden 1-2 kuşak sonra bu evrimin tamamlanacağını ve hızlı değişime ayak uydurulabileceğini düşünüyorum. Şu an 30-40 yaş aralığında olan okurlarıma tavsiyem,