istanbul üniversitesinde tepegözlerin çok eski olması yüzünden dersin ikide bir bölünmesine sebep olan aktivite.bu aletler bazen çok kapris yapabiliyo.hoca bölüm başkanıyla ilgili tüm hislerini nefretini açıkça sunabiliyo öğrencisine.sonra müstahdemi çağırıp anlatmaya başlıyo,sonra hızını alamıyo "aslında ben bunu baltayla kırıcam....kırıcam ben bunu böylece kullanmak zorunda olmıycaz hepimiz çok mutlu olucaz ." der. sınıf gülmekten kırılmakta müstahdem kadıncağz şaşkın ve korkmuş sınıftan kaçar.
hele ki zor sayısal dersler bu şekilde anlatılırsa, öğrencinin başka alemlere dalmasına hiçbir engel kalmamıştır. loş sınıf, uzaydan gelmiş konular, sadece önündeki asetat kağıdını muhattab alan hoca tüm şartlar sağlanmış olup o birbuçuk saat öğrencinin dinlenmesine ayrılmış bir zaman dilimi olur. ister uyur, ister hayal kurar kime ne...
x:sen birşey anladın mı?
y:evet! ışıklı bir sistem kurmuşlar.Işığın yansıma ve kırılma özelliklerini kullanarak daha önceden hazırlanmış görsellerin duvara yansımasını sağlıyorlar.
x:hönk...
tepegöz yerinde ve zamanında kullanılınca değer kazanır fakat gelişen teknolojinin yanında önemini yitirmiştir. çok büyük sınıflarda kullanılması sakıncalıdır çünkü bir işe yaramaz. zamane öğretmenlerinin sıkça kullandığı materyaldir fakat sürekli kullanılması baygınlık verir. *