türkiye'deki müzik sektörünü esir almış 5-6 şirketin müziği üreten insanları içerisine düşürmeye çalıştıkları acınası durumdan haberi olmayan ya da bu durumu çıkarları öyle gerektirdiği için yok sayarak ahkâm kesenlere karşı en samimi ve en net tepkiyi bu ülkede bir tek teoman koyabildi, helal olsun!
aç gözlü, insan postuna bürünmüş, tüccar zihniyetli ve kendini önemli sayan tüm yapımcı müsveddelerine kapak olsun.
isabet olmuştur. tıkanıp sürekli aynı şeyler ya da cover parçalarla gündemde kalma uğruna kendine ve eserlerine zarar vereceğine, müzik adamlığından intihar etmiştir. bir nevi amy winehouse ın zombie versiyonuna dönüşmüştür. tabi ki müziksel anlamda. büyük ihtimalle sinan çetin ile sinemacılık oynayıp bol bol hava atarlar piyasaya.
türk sanatına bi zararı olmayacak eylemdir. zira teoman sadece şarkıcıdır. sanatçı olamadı hiç bir zaman. adam gibi sanatçı olan feridun düzağaç varken kim sikler teomanı ve müziğini.
teomanın yaptığı şarkılar eskiden yeniye ilk günkü haliyle duruyor, dinleniyor. merak etmeyinki bukadar şarkısı bile torunlarımıza kalmaya yetecektir. ben yinede biraz özletip geri döneceğini düşünüyorum.
güzel bir gün gibi bir şarkı yapmış bir adama hiç yakışmayan, ya da tam da böyle bir adama yakışacak olan bir karar. düzen bu adama göre değil, dikkat çekmek veya hayran toplamak da. içinden geldiği gibi yaşıyor ve bu da içinden gelen şeylerden biri işte.
Bir sanatçının artık müzik yapmak istemiyorum Çığlığı ile kendisini aldatan sevgilisini eşyaların diyerek tweetleyen şarkıcının magazin gündeminin dizginlerini ele aldığı bir nokta ile Fyordların Sfenksi Greta Garbo arasında bir bağ kurabilir miyiz? Deneyelim.
Kimisine göre Alev Alev Yanan BUZ, kimisine göreyse Yalnızlığın Ebedi SimgesiGreta Gustaffson (Garbo), bir dizi tesadüfün ardından Hollywood'a geldiğinde, sektördeki kadın imajı aşağı yukarı oluşmuş durumdaydı. Mary Pickford ve Lillian Gish tarafından temsil edilen püritanizm, Theda Bara'nın öldürücü bakışları altında yerle bir olmuş, Clara Bow'un açtığı yolda ilerleyen özgür kızlar, başta evlilik kurumu olmak üzere tüm geleneksel değerlerin altını üstüne getirmeye başlamışlardı.
Oyunculuğu Eski Kıtada hatırı sayılır izler bırakan; başta isveç sinemasının kilometre taşları arasında gösterilebilecek Arne'nin Hazineleri ya da ünlü Alman sokak filmlerinin doruğu Neşesiz Sokak olmak üzere bir dizi başyapıta hayat veren Garbo, 1927 yapımı Flesh and the Devil ile Hollywood'da da ünlenmeye başladı. imgesinin başlıca yaratıcısı Mauritz Stiller'in yaşadığı çöküşten etkilenmeyen güzel oyuncu, kısa sürede çoğunluğu tarihten ya da edebi uyarlamalardan süzülen Mata Hari, Queen Christina, Camille, Anna Christie gibi filmlerle melodramın başlıca kraliçelerinden biri olacaktı. Yönetmen Clarence Brown, bir söyleşisinde oyuncuyu şu sözlerle anlatıyordu:Onda, sinemada başka kimselerde olmayan bir şey vardı. Bir gün, 3-4 kez yinelemek zorunda kaldığımız bir sahnenin ardından, sonuçları perdede izlediğim zaman çok daha iyi anladım bunu. Bir yakın çekim yapmadan görülmesi olanaksız bir şey vardı: Birisine aşık, diğerine kıskanç bakması gerektiğinde yüz ifadesini değiştirmesine hiç gerek yoktu. ifadesinin değiştiğini gözlerinden okuyabilirdiniz ve onun dışında kimse başaramazdı bunu;
Oyunculuğu Eski Kıta'da hatırı sayılır izler bırakan; başta isveç sinemasının kilometre taşları arasında gösterilebilecek Arne'nin Hazineleri ya da ünlü Alman sokak filmlerinin doruğu Neşesiz Sokak olmak üzere bir dizi başyapıta hayat veren Garbo, 1927 yapımı Flesh and the Devil ile Hollywood'da da ünlenmeye başladı. imgesinin başlıca yaratıcısı Mauritz Stiller'in yaşadığı çöküşten etkilenmeyen güzel oyuncu, kısa sürede çoğunluğu tarihten ya da edebi uyarlamalardan süzülen Mata Hari, Queen Christina, Camille, Anna Christie gibi filmlerle melodramın başlıca kraliçelerinden biri olacaktı. Yönetmen Clarence Brown, bir söyleşisinde oyuncuyu şu sözlerle anlatıyordu:Onda, sinemada başka kimselerde olmayan bir şey vardı. Bir gün, 3-4 kez yinelemek zorunda kaldığımız bir sahnenin ardından, sonuçları perdede izlediğim zaman çok daha iyi anladım bunu. Bir yakın çekim yapmadan görülmesi olanaksız bir şey vardı: Birisine aşık, diğerine kıskanç bakması gerektiğinde yüz ifadesini değiştirmesine hiç gerek yoktu. ifadesinin değiştiğini gözlerinden okuyabilirdiniz ve onun dışında kimse başaramazdı bunu;
"Yalnız bırakılmak istiyorum!" sözüyle ve duruşuyla, geçtiğimiz yüzyılın en çarpıcı imgelerinden birine dönüşen oyuncunun tutumunu, önceki günlerde müziği bırakmak istediğini açıklayan Teoman'ın duruşuyla ne kadar ilişkilendirilebilir, bilinmez. Ancak, oyunun kuralına göre oynandığı, aşkların single öncesi / albüm sonrası olarak ikiye ayrıldığı, ayrılıkların ise milyonlarca kişinin gözü önünde tweetlendiği, Can Baba'ca söylersek; "Ne kadar rezil olursak o kadar iyi" bir sanal dünyada, Garbo cesareti göstermek her zaman mümkün olmayabilir.
--spoiler--
atarım lan kendimi.
teo yapma!
müzik piyasasının mikildiğinin resmidir.
teoman'ın daha önce bu tarz açıklamalar yapıp müzikten kopamamış olmasını varsayarsak, umarım bu da diğer açıklamalar gibi olur.