duygularınızı aldırmakla başlar her şey.. veyahut kırıklarını aldırırsınız kalbinizin. sinir stresten titrek ellerinizin, günahkar parmaklarınızdaki tırnaklarını törpüler dişleriniz, boğazınızda o yırtıcı tat kalır hep bu anlardan.
aldatırsınız. aldattıkça aldatılırsınız kendiniz tarafından. bir kaç güzel vücuda olan zaafınızın önüne geçemezsiniz, günahkar bir vücutta ezilmiş bir kalple yaşamayı öğrenirsiniz. hissettiğiniz her suçluluk duygusunda biraz daha ezersiniz kalbinizi. sonra tekrarlarsınız, çok kadın hiç kadındır oğlum, yalnızlıktır bunun sonu.
aksine mutlu bir hayat planlarsınız. hiçbir günah işlememiş, masum bir bebekmişcesine mutluluk dilersiniz tanrıdan. cehennem ilan ettiğiniz barkınıza, zil çalarak girmenin hayaliyle yaşarsınız. bir "hoş geldin" diyen görmenin, hesap verme isteğinin mutluluğunu betimlemeye çalışırsınız. güneşi bile küstürdüğünüz bir evrende, kolunuz boşluğa düşer yatakta. hiçbir zaman sabah uyanamazsınız, her gününüz geceden başlar.
bir intiharın eşiğinde, kendinize mektup karalarsınız. imza kısmına 'kimse' yazarsınız. dünyevi zevkleri son bir kez tatmak adına, adı yağmur olanda ıslanırsınız. onunla yaşayamadığınız her şeyi hayali sevgilinize adarsınız. rumuzuna aşık olduğunuz kişinin koynuna kalp dolarsınız.
cesaretsizliğiniz kazanır. geride bıraktığınız boş bir günün ardından, acı dolu tebessüm edersiniz. lokma girmeyen vücudunuza kapsül kapsül ilaç destek olur. saat ve takvim belirsizdir sizin için, kimin ney, neyin kim olduğu gibi. teninizin sıcaklığı, getirir aklınıza teninin sıcaklığını. üşümeye başlar, hasta hissedersiniz. git gellerde dolanır, uyuklar halde uykusuz gezersiniz. adem babanızda hissedersiniz sonra, yokluğunun ağırlığını..
...
bir de, hiçbi şey katmadığı için size yaşamı suçlarsınız bazı bazı. ölümün uçsuz nemliliğine olan özlemle yaşasanız bile, onu yakın hissettiğinizde erken olduğunu düşünürsünüz. masum dünyevi zevkleri tatmadığınızdan dem vurur, henüz hiç aşk ile sevişmemenin verdiği eksiklikle sonuçlandırırsınız yaşanmamışlıklarınızı.
zaman ve umut dilersiniz bu sefer yaradandan. tepeden tırnağı bulandığınız yalnızlıkları onunla temizlemek isterken yaşadığınız mahcubiyet kirliliğinizi bir kez daha anımsatır size kendinizin. herkesi kovup terkettikten sonra, bir başınalığınızı onunla parçalamak istersiniz.