kafayı ideolojileri ile bozmuş, ikinci sınıf hayal dünyalarını, hırs bürümüş insanların, şayet inanıyorlarsa allah rahmet etsin, inanmıyorlarsa huzur içinde yatsın dahi diyemedikleri bir kadın, bir ana, bir insan. hakkın rahmetine kavuşmuştur. allah, varsa günahlarını affetsin, inşaalah mekanı cennet olsun.
başbakan erdoğan'ın merhum annesi. öyle insanlar var ki, sırf sevmedikleri için annesi ölen bir insana iyi olmuş gibi bir söylemde bulunabiliyorlar. nasıl insansınız lan siz? kim olursa olsun söz konusu bir insan hayatı. nasıl bu kadar vicdansız olabilirsin ki? böyle bir duruma nasıl siyaset bulaştırabilirsin? bazı insanlar cidden acımasız, ve çok saçma kafa yapıları var.
allah rahmet eylesin. çok iyi bir insandı, müslümanları da çok severdi. sayısız hayır işlerine bağış yaptı. eminim, pek yakında evlatları adına okul yaptıracaklardır.
temiz olan ve temiz kalabilen kadınlardan. Hepimizin annesi (orospu çocuğu olanlar hariç). ilerde adına şiirler yazılacak, genç kadınlara örnek gösterilecektir.
--spoiler--
"Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini de duymuyorum, kalp krizi sonucu ölmüş. "
--spoiler--
şöyle, şuna benzer bir şeyler söylemeyi istediğim ama "Allah rahmet eylesin" demekten fazlasını yapamadığım merhume.
hayır gerçekten çok istiyorum;
"kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini de duymuyorum, kalp krizi sonucu ölmüş. tanımak zorunda mıyım?" diyebilmeyi. ama oy kaygım yok ki benim. bütün kaygım insani arkadaş...
tüm bunları diyip de "ama öldü efendim" diyen bir televizyoncunun karşısında da "ama neler yaptığını bir görseydiniz, arkadaşlar size iletsinler gerekli bilgileri" diyememek ne kötü bir şey olurdu insan olmayan için. bereket insanlığımız için kayıp ilanı vermedik henüz.
başbakan erdoğan'ın rahmetli olmuş annesidir. allah rahmet eylesin.
bu kadar hassas bir konuya siyaset karıştırmak saçmalık resmen, oğlunu seversin,sevmezsin fakat bu ülkenin başbakanının annesinin arkasından konuşmak utanç vericidir...
allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun inşallah. bu arada zübeyde hanım ile kıyaslamalar yapılmakta. zübeyde hanım'ın atatürk'e dargın öldüğünü ve atatürk'ün annesinin cenazesine katılmadığını belirtmekte yarar var. devleti her şeyden üstün görme mavalı için külahım dinlemededir.
tayyip gibi birini doğuruyorsa, siyasetin allahı yapılır diyebileceğim. bir yerde bir ana kaybettik diye üzülüyor tabii insan. fakat diğer tarafta senelerdir götümüzü siken bir adam doğurduğundan ötürü, sinirliyim bu bakımdan ablama. nur içinde yat da, ne zaman yat. tayyip gittikten sonra yat. evet şimdi mezarında ters dönebilir, kemiklerini sızlatabilirsin. izin veriyorum.
edit: giydirdik filan ama, demeyi unuttum. daha mezarı dikilmedi ki lan bunun. :/
büyük atatürk'ün annesi'nin vefatı kadar büyük bir olay olmasa gerek. devlet kurucu olan atatürk annesi vefat ettiğini rüyasında görür olay tam olarak şu şekilde olur;
--spoiler--
14 Ocak 1923'ün gece yarısı, Atatürk özel treni ile Eskişehir'e gidiyor. Savaş sonrası Anadolu'nun bazı şehirlerini ziyaret edip durum öğrenmek için yapılan bir gezide izmir'e de gidecek annesini ve Latife Hanım'ı ziyeret edecek.
Seyehat esnasında gece çok sıkıntılı bir şekilde uyanıyor. Kompartımanın önünde Ali Çavuş nöbet tutuyor. O sırada şifreli bir telgraf gelmiş ve şifresi çözülmekte. Birden içerden Mustafa Kemal sesleniyor. Çavuş kompartımanın kapısını açıp selam duruyor. Arada geçen diyalog şöyle:
- Emret Paşam
- "Ne demeye kapıda bekliyorsun?"
- Nöbet tutuyorum Paşam
- "Annemden bir haber var mı?"
Ali Çavul bir şey yokmuş gibi durmaya çalışıyor. Atatürk;
- "Boşuna kıvranma Ali, benden bir şey saklamaya çalışma, ben haberi aldım."
- Ne haberi aldın ki Paşam? Hayır haber inşallah.
Mustafa Kemal rüyasını anlatmaya başlıyor;
- "Az önce dalmışım, rüyamda yeşil bir ovada annemle el ele geziniyorduk. Her zaman olduğu gibi bana bir şeyler anlatıyordu. Birden bire fırtına çıktı. Bir sel bastırdı, annemi aldı götürdü. Hiç bir şey yapamadım. Hiç, hiç.."
Ali Çavuş'u bir titreme alıyor, derken Mustafa Kemal emir veriyor:
- "Çabuk al getir şu telgrafı hemen!"
Ali Çavuş kompartımandan çıkınca telgrafı getiren görevliyle karşılaşır ve - - Ver onu, Paşamız bekliyor der.
Kağıdı alıp içeri girer ve selam durur;
- Sen sağol Paşam, der.
Millet sağolsun derken Mustafa Kemal ağlamaya başlar. Çavuş "Ağlama Paşam" deyince: Mustafa Kemal;
- "Neden ben insan değil miyim? Annem öldü. Ben buna ağlarım. Ama vatan kurtuldu. Bununla da teselli bulurum. Benim için ikisi de bir. Ben bunun için Namık Kemal'e 'Bulunur kurtulacak bahtı kara kaderini' diye cevap vermedim mi?"
--spoiler--
devlet'in kaderini her şeyden üstün gören atatürk ile karşılaştıranlara selam olsun. rahmetli'ninde toprağı bol mekanı cennet olsun.