tenisçiler yetiştirilme itibariyle çok mütevazidirler. saatlerce yapılan antrenmanlara ek olarak birçok sosyal eğitim de alırlar.
tenisleri de kişiliklerinin kalitesiyle doğru orantılı ilerler. kuracağı oyunu düşünmekte olan oyuncunun top seçimi tamamen profesyonellik gereğidir. adam o an işine odaklanıyor napsın.
işin fiziki boyutunu yukarıda birkaç arkadaş anlatmış ben de biraz bahsedeceğim:
spin denen kavramı az çok oynadığınız toplu sporlardan bilirsiniz. raketle topun birleştiği mili saniyede raket başını hızla yukarı asılmak topun üzerindeki tüyleri her defasında rendeler resmen. yine ileri raket tutuşlarına bağlı olarak top spin doğar. rally'de olan topa nadal ve djokovic'in her seferinde yüz küsur kilometre hızla ve top spinli vurduklarını ve o puanın elli dört vuruşla bittiğini düşünün. sıradaki servisinizde o top resmen mundar olmuştur. o top elinize gelirse elbette ki kullanmak istemeyeceksiniz. elinize alacağınız üç topu tartar ilk servisiniz için sert top ikincisi için de tüylü top tercihiniz olacaktır. ikinci kick, slice (kesme) serviste topun yüzeye yapışma ihtiyacı vardır.
(bu arada tenisçiler ballboyları çok severler, onlarla her zaman konuşup, şakalaşırlar. kendileri de beş yaşlarından beri kortta koşturduklarından o çocukları gayet iyi anlarlar ve küstahlık yapma gereği duymazlar. öz itibariyle onlara yapacakları küstahlık kendi benliklerine yapacak oldukları küstahlık olur.)
not: amatörlüğün dibinde bir turnuvada, dağlara taşlara düzeyde tenis oynayan birinin top seçtiğini görürseniz ona tüm uludağca küfredebilirsiniz. ama yapmayın etmeyin sözlükdaşlarım güzide tenisçilerimize sallamayalım.
zira tenisçiler atacağı servisin biçimine göre veya çok ender bir şekilde oyun stiline göre top seçerler.
örneğin düz ve spinsiz bir servis kullanmayı isteyen bir tenisçi genelde en az yıpranmış topu seçerler,ikinci servisi için de muhtemelen slice servis kullanacağı için de en yıpranmışını alırlar.
Fakat bazen de Nadal gibi,Nalbandian gibi veya Ferrer gibi oyunu uzun tutup,rally'e çevirmeyi amaçlayan oyuncular ilk servisinde atacağı top için de yıpranmış olanını tercih ederler.
Çünkü yıpranmış top zemine temas ettiğinde daha fazla zıplar,bu da hızlı ve oyunu uzatmak isteyen tenisçiye avantaj sağlar.
Tüyleri soyulmamış yeni toplar ise big serve tenisçiler için idealdir,zeminde tüyleri sayesinde daha hızlı kayar,kontrolü zorlaştırır bu da oyunda kısa puanların oluşmasına sebep verir.
hadi topu beğenmedi, bir başka top veriyorlar onu da beğenmiyor, insan zaman zaman düşünüyor acaba bunlar nasıl bir top istiyor. ama bayan tenisçiler öylemi, iki, üç tane topu alıp şortlarının içine kıstırıyorlar, daha alsa sokacaklar ama yer yok. heyyy erkek tenisçiler az akıllı olun da kendinize gelin dememe neden olan küstahlıktır.
her seferinde de illa bir top güzel gelir bunlara. ulan mesela üç top aldın, nasıl oluyor da illa ki bir tanesi iyi oluyor hep? üçünün de kötü olduğu falan olmuyor mu?
lan adam servisi araba kadranının son hızında atıyor ve yanılma payı 10 cm bile değil. Neden bahsettiğinizi sanıyonuz? Ayrıca raket toprak kortta yapışan toprağı temizlemek için vurulur başka türlü vurulmaz. Servis öncesi güneşin yan gelmesi bile dağıtır adamı. Dağılın lan !
aslında beğenmemekle pek ilgisi yoktur. tenisçilerin bunu yapmasındaki amaç oyuna girecek topun aşınıp aşınmadığını kontrol etmektir. daha az tüy kaybetmiş topla oyuna başlanır çoğu zaman. dikkat edilecek olursa baş hakemin "new balls" anonsuyla yeni toplar oyuna girer ve yeni toplarla yapılmak istenilenler daha kolay yapılabilir.
yok böyle bi şey arkadaş. sinirlendim. yeminlen elim ayağım titriyor hele her puan sonrası çocukcağızlardan havlu istemeleri yok mu... nadalın servis öncesi donunu çekmesi, hep hava, artislik.
raketin bile parçalanabildiği bir konumda topun ne hale geldiğini varın siz düşünün. böyle pamuk pamuk olur o topçuklar. servis zaten toprağa atılıyor. ama evet bir böyle böbürlenme hali falan ne lan kime artistliğin hak verdim bak çocuğa bi teşkkür et havlunu suyunu taşıyor uyuz oldum.
Tenis toplarıyla oynadıkça toplar bazı özelliklerinde geriye düşmeye başlar. Tenis maçlarında her ne kadar toplar değiştirilse de topu eline alan tenisçi o topla ilgili iyi kötü bir öngörüye sahip olur. Daha da ustaları tenis topunun eline aldığındaki durumunu net bir şekilde anlar. Tenis toplarının ideal bir sekme, hava, kıl, tüy oranları vardır. O an o top tenisçinin eline o kadar sağlıklı gelmediyse, topu değiştirip daha bir sıfır kilometreye yakın topları tercih edebilen tenisçiye çok da yüklenmemek lazım. O saha kenarı top toplayıcı veletlerin ellerindeki toplar da oyun esnasında kuralına uygun bir şekilde değiştirilir zaten. Aslında çok da hava atılarak yapılan, artistik içeren bir hareket olarak görmeyelim. Artistlik mi görmek istiyorsunuz? Şesu'nun Buzda Dans yarışması esnasında sadece döne döne saçma salak ilerlerken bundan gurur duyması ve görüntüleri izlerken müthiş bir iş yapmış gibi kafasını kaldırıp şovenizm dolu bakışlar fırlatması mesela artistlik olarak addedilebilir.
öylelerini tenhada kıstırıp ağız burun dalacaksın kardeş. fazlasıyla artisttirler, havacılardır ama havaları sadece o anlar için geçerlidir. tokat manyağı yapılasıdırlar.
(bkz: sıkıyosa gelsene lan güngörene)
evet usta; servis atarken ibne kılıklı tenisçilerin önce 3 topu eline alması, sonra birini mıncırıp artist bi şekilde raketin tersiyle vurup saf dışı etmesidir. top toplayıcı çocuklar gayet disipli bi şekilde topu alıp ellerini arkada birleştirir.
işin tuhaf yanı, o çocuk aynı topu yine bunun eline verir.
yeni servis için, artık o top o dingilin cebindedir. raketi ayağının tabanına vurarak atışına hazırlanır. hep hava, hep hava amk...
