sıkı tenis takipçilerin gözünden kaçmayan eksiklik. sadece arada top karşılıklı gidip gelirse kuru bi alkış oluyor o kadar. bunca kişi o kadar para verip maç esnasında kös kös oturuyor. tenis maçları sedatif etki yapıyor, halkı uyuşturuyor la, sınıf bilincini köreltiyor. maç izleyicilerinin hepsi aristokrat ve burjuva da olsa onlarında bir sınıf bilinci var öyle değil mi ama? onlar da "acaba işçiyi, emekçiyi nasıl sömürebilirim?" noktasında kafa yoracakalrı yerde mal gibi sınıflarının bilincinden koparak bi oraya bi buraya gidip gelen topu izlemekten ambale oluyorlar adeta. yazık değil mi burjuvaziye, yazık değil mi bu aristokrasiye, yazık değil mi plutokrasiye? hem neden tenis maçlarında da holiganizm olmasın? mesela sporcu servis atarken dahi "oooooooooooooooooooo" yapıp sayı gelince de "goooooooooooooooooool" diye bağıran ateşli taraftarlar olmasın bu sporumuzda da? derby kapsamındaki nadal-federer maçlarından önce niçin taraftar grupları arasında yer yer kavgaya varan gerginlikler yaşanmasın? ya da ne bileyim en azından centilmenlik adına birbirlerine nadal ve federer şeklinde çelenkler-çiçekler vermesinler öpüşerek? tenis'in ne eksiği var amk?
marsel ilhan'ın avustralya açık ikinci tur maçında yapılmıştı. hatta meşale falan da yakılmıştı. onun dışında rastladığım en uç nokta safina'nın servis atmadan önce yuhalanışıydı.