hak edene hak ettiği gibi davranan insan. iç anadolulu kıroların sözlükte yazar yapılmasından da oldukça rahatsız. bu kadar kolay bir şekilde nick altını taciz edebilecek kadar insanlıktan uzak tipleri görmekten de aynı şekilde. jon bon jovi'nin kim olduğu umrumda değildir dinler geçerim. ayrıca tüm hayatı tuttuğu futbol kulübüne endeksli, hayatını ona göre idame ettiren anadolulu insanlardan da nefret ederim. her türlü müziği de dinlerim, geçen hafta manic street izlemişken şimdi gelir bon jovi dinlerim, haftaya da gider güzel güzel travis dinlerim.
ilk nasıl hitap edilmesini öğrenmesi gereken ergen.
sikik bir pop grubunun yalakalığını yapacak kadar. jon bon jovi denen kişinin ne olduğunu öğrenmesi dileğiyle. "80'ler dinliyorum yhaaaa" demez umarım.
ana dili türkçe olmasına rağmen türkçe cümle kuramayan biri değil en azından. mantıklı ve düzgün cümleler kurabiliyor. kimseye de bizzat hakaret etmemiştir. etmez de. lafı yiyince moderatör moderatör diye ağlayan asosyal canlılar da ilgi alanıma girmiyor. hadi eyvallah uzatmanın alemi yok.
sözlükte yazan bütün kızlara kaşar veya orospu yakıştırması yapmış.
kendisini uyarmam akabininde bana savunması sana mı kaldı demiştir.
ahlak sıfır yok.
terbiye ise yerin dibinde.
sövsem söverimde bilirsiniz sövmeyi sevmem.
kendi haline bırakın nasıl olsa geleceğin silik yazarı olacaktır.
benim gibi hayvan empyrium fanına, uaral'dan sonra kendisini beğendirebilmiş nadir depressive-doom metal gruplarındandır... Her şarkısı ama özellikle Revontulet ve Jäljen şarkıları dinlenesidir.
]
--spoiler--
vangitaan hetki
muuttuu ikuiseksi
kuva on tie
hiljaisuuden polku
vangitaan toivo
muuttuu kallioiksi
sameiksi silmät suru ikuiseksi
vangitaan laulu lauseet lyötäviksi
ruosteiseksi kieli sanat vaskisiksi
ruosteiseksi nitovi rauta
syvästä maasta
ingilizce çevirisi için,
wrap the day wasted by suns
portray a numb path
wrap all hope waning bliss
eyes mist
mien of despair
wrap a song mute phrase
rusty tongue words but copper
bound with iron threads
risen from clay
--spoiler--
