her sınıfta olmuştur mutlaka. bizde de bir selahattin, çağrı ve ben vardım sınıfın 3 haşarısı. tabi onlar erkek olduğundan daha bir hızlı daha bir dayanıklılardı. ben de onlara kafa tutmak için yapmadığımı bırakmazdım. bu yarışlarımız teneffüste ilk kim çıkacak konusunda da büyük rekabete yol açmıştı.
koşup önce çıkıcam derken çağrının taktığı çelme sonucu düşüp, külotlu çorabın dizini yırtmışlığım da var tabi her yanım kanlar içinde kalmıştı.
tenefüs özellikle ilkokul öğrencileri için adeta bir lütuftur. o zil sesi onlara aynen dedelerinden, dayılarından, amcalarından, teyzeler, halalar... alınacak olan bir bayram harçlığı edası gibi gelir. ilkokulda sürekli tekrarlanan bir olaydır. kapıdan ilk çıkan bir kahraman gibi kantinin veya bahçenin yolunu tutar. özellikle kantin sırasına ilk gelen en büyük zaferi kazanmış olur. o günleri çok özlediğimi söyleyebilirim.
o koca sınıfta bir baltaya sap olabilecek tek öğrencidir.
dikkat edin ilkokulda kafasını defterden kitaptan kaldırmayanlar bir bok olamıyor. anca ücretli işçi. ama diğer yaramazlar yenilik yapıyor, liderlik ediyorlar.
-biraz önce arkadaşına kaç dakka var lan diye soran öğrencidir.
-geçen teneffüs simit oynarken kendisine en çok tekme atan öğrenciden bu teneffüs intikam almak istemektedir.
-okul çıkışı kutu kolayla maç yapacak öğrencidir.
-belki de beden dersi için giyinmeye gidecek ve bunun için acele eden öğrencidir.