temel le 7 arkadaşı bir gün ava cıkarlar temel bunların hepsinin önünde onlara yol gösterir ufak bi deliğin hemen önünde dururlar temel:turun pu pir tavşan deluğu yatun arkadaşlar der neyse tavşanı vururlar biraz daha ilerde biraz daha büyük bir delik temel yine pu pir tilki deluğu yatun arkadaşlar deer tilkiyide vururlar biraz daha ilerde daha büyük bi delik bizim temel yine turun pu pir ayu deluğu yatun arkadaşlar der ayıyıda vururlar en sonunda artık çok büyük bir mağara gibi bir yer temel:valla arkadaşlar bunun ne deluğu olduğunu çıkartamadım ama siz yinede yatun der ertesi günün gazetelerinde manşet TREN KAZASINDA 7 AVCI ÖLDÜ.
Temel fadimeyle yaşarken temel çok osururmuş. Fadime buna çok kızarmış ve temele bir gün " inşallah yarın bağırsakların düşer demiş " Sabah olmuş fadime erkenden kalkıp temelın donuna koyunun bağırsaklarını doldurmuş. Temel uyanır uyanmaz Fadimee! diye bağırır.
-Noldu Temel
-Ula bana beddua eddin bağırsaklarım düştü bak
-Peki bağırsakların düşerken acıdımı temel?
-Düşerken acımadıda geri sokarken çok acıdı.
denizde yüzerken mayosu üstünden çıkan temel, iki eliyle önünü kapatarak denizden çıkıyormuş. temel'i bu halde gören dursun şöyle seslenmiş "hacan temel önünü değil yüzünü kapat, yüzünü herkes tanır da"
Temel'in otobüste cep telefonu çalmış.
Açmış konuşurken, yolcular uyarmış; "Tabelayı görmüyor musunuz? Bu otobüslerde cep telefonuyla konuşmak yasaktır" diyerek. Temel de hemen telefonun diğer ucundaki arkadaşı Cemal'i uyarmış:
- Ula Cemal, otobüsün içinde cep telefonuyla konuşmak yasakmış. Sen konuş ben dinliyorum!...
TEMELin bir gün kaynanası kaybolur.
Temel hemen gazeteye ilan verir.
ilan aynen şöyledir:
"Kaynanamu kaypettum. Körenlerin insaniyet namına körmemezlikten kelmeleri riça olunur."
Temel ile fadime boşanmaya karar verirler.
Ancak çocukları yarı yarıya paylaşmaya imkan yoktur.
Yedi ikiye bölünemez. Temel:
-pi tane taha yapalim, sekiz içiye bölünür,ozaman sorun kalmaz, der ve işe koyulurlar.
Dokuz ay sonra fadime ikiz doğurur.
Temel, Dursun'a misafirliğe gitmiş.
Gece sağanak halinde yağmur başlayınca Dursun konukseverlik göstermiş:
-Temel çok fena yağmur yağıyor, eve gitme, burada kal.
Temel kabul etmiş ama ansızın ortadan kaybolmuş.
Aradan epeyce zaman geçtikten sonra kapı çalmış, bakmışlar kapıda sırılsıklam Temel:
-Neredesun ula Temel merak ettuk?
-Eve cittum, pijamamu aldum da...
Askerliğini denizaltı personeli olarak yapan Temel kahvede denizaltını anlatıyormuş.
-Kocaman her tarafı kapalı demirden bir gemi. işte biz o geminin içine giriyorduk,denizin 100-200 metre altına girip 1 hafta 10 gün hiç çıkmadan gidiyorduk.
Herkesin ağzı açık Temeli dinlediğini gören Dursun birazda kıskanarak;
- Ula Temel demirden gemi denizin altına girerde nasıl su almaz
Temel,evelemiş gevelemiş bir türlü izah edememiş, sonra Dursuna dönerek;
- Ula dursun sen denize giriyor musun?
- Giriyorum.
- Peki denize dalmıyor musun?
- Dalıyorum.
- Denizin dibine dalınca kıçına su kaçıyo mu?
- Yooo.
- işte sistem aynu sistem...
Balık avından dönen Temel kayığını kıyıya çektikten sonra balıkçı kahvesine gelir. Kahvedekiler Temelin sağ ayağını dizine kadar ıslak görünce sorarlar:
- Ula, baluk vuriy mi? Temel:
- Yok uşağum ne gezer.
- Madem baluk vurmayi ayağun neden dizine kadar islandi? Temel:
- Ula uşağum, kayikta sigara içeyrum ya izmariti suya atinca üzerine basup söndüreyrum oni da!
Bi ingiliz, bi fransız, bi de temel trende gidiyor. Vagona bi sinek giriyor. ingiliz silahını çıkarıyor, bi ateş! Sinek düşüyor yere. Herkes şaşkın. ingiliz cevinden kartını çıkarıyor: "ingilterenin en iyi silahşörü" biraz sonra vagona bir sinek daha giriyor. Fransız bir ok çıkarıyor, atıyor. Sinek yerde! Kartını çıkarıyor: "fransanın en iyi okçusu" bikaç saat sonra vagona bir sinek daha giriyor. Sıra temelde. Altta kalmaması lazım. Ustura çıkarıyor temel. Bi sallıyor! Sinek uçmaya devam ediyor. ingilizle fransız kıkır kıkır gülmeye başlıyor. Temel kendinden emin. Gururla kartını çıkartıyor: "türkiyenin en iyi sünnetçisi"
Temelle dursun iş başvurusuna gidiyor. 8 tane vesikalık fotoğraf isteniyor. Çıkışta dursun soruyor: "ula temel. Fesikaluk fotoğraf nedur?" Temel: "ula işte göVdeden üstü gösteren fotoğrafa fesikaluk diyler" dursun: "haçan onu nasul çekileceğuk?" Temel: "ula çukur kazaruz ha boyle. içine girip çekiluruk da" dursunun aklına yatıyor. iş bölümü yapıyorlar. Temel eve gidip fotoğraf makinesini getirecek, dursun da çukur kazacak. Bir saat sonra sözleştikleri gibi buluşuyorlar. Temel dalgayla gülüyor: "ula tursuuun! Niye 8 tane çukur kazdun? Ne gerek vardu uşağum? Haçan pen 8 tane fotoğraf maçinesu cetirmiştum da!"
Temel bir gün psikoloğa gitmiş. Derdini anlatmaya başlamış:
- Doktor bey, her gece rüyamda bir kapı görüyorum. Çekiyorum çekiyorum açılmıyor. Ne kadar zorlasam da kapıyı açamayıp, kan ter içinde uyanıyorum.
Doktor:
- Peki kapıda dikkatinizi çeken bir şey var mı?
Temel:
- Evet var. Üzerinde "itiniz" yazıyor!
Askerde kamuflaj yarışması varmış.
Komutan, çuvallara girmiş askerlere tekme atıyor askerlerde hayvan sesleri çıkarıyor.
ilk çuvala vuruyor. -Hav hav.
Komutan, "aferin köpek çuvalı" diyor.
2'inci çuval kedi, üçüncü çuval kuş derken sıra Temel'in girdiği çuvala geliyor.
Komutan tekmeliyor ses yok, iyice tekmeliyor yine ses yok.
Tekme tokat, tahta tüfek ses yok.
Askerlerine emir veriyor "sizde tekmeleyin".
Çuvaldan bitkin bir ses duyuluyor. Patatessss!
Fadime ile Temel Büyükada'da dolaşıyorlarmış.
Bir martı Temel'in kafasına pislemiş.
Fadime:
Temel, git şu marketten peçete veya ıslak mendil satın al!
Temel:
Gerek yoktir. Kuş, çoktan uçup gittu.
Temel 60 katlı bir gökdelenden aşağıya düşmüş.
50-40-20-10-5-4-3-2 derken 1.kata geldiğinde aklından şu geçmiş :
Allahım sana şükürler olsun. Bu kata kadar ölmeden geldim. 1.kattan sonra düşsem de ölmem.