her başlığa giri girecek veya illâ bir günde bir girisi bulunacak diye bir kavram oluşmasın. öyle yansıtılmış ki neredeyse, yazsın da ne yazarsa yazsın'a gelmiş olay. önemli olan, giriyi cuk oturtmaktır. önemli olan başlığı iyi analiz edip, öyle kaleme almaktır. önemli olan, sadece yazmak değildir.
bana göre orhan pamuk500 sayfa'dan oluşan masumiyet müzesi kitabında sürekli füsun'un kavruk teni, ipek saçları ve mahalledeki küfüraz çocukların dışına çıkamayışa beyin tembelliğine delalettir. ha kitap okunur mu?.. okunur. ama dişiyseniz bile füsuna ilgi duyma ihtimaliniz çok yüksek çünkü bir ''aşk'' ancak bu kadar abartılabilir.
tembel yazar kısmında; kendimden dem vurmak pek işime gelmez. onu ancak''çok yoğun çalışıyorum şu ara'' sözüyle kamufle edebilirim.
yapacak onlarca işi olduğu halde kendine benzettiği arkadaşlarıyla oturup saatlerce ''ne olacak bu halimiz'' muhabbeti yapan yazar olabilir. ulan kendime değil de, hayatını kaydırdığım o insanlara üzülüyorum.