--spoiler--
Vaktâki iki baş atları bizim ahır kafaları siyah şapkalı kafirlere teslim edip gittiler; hemen eyersiz olan dîbâ çullu Tarîfî denilen ünlü küheylân gördü ki siyah şapkalı kâfirler içinde kalıp, gördüğü, bildiği Müslüman kıyâfetinde adam yok. Hemen bir kere iki ayağı üzere kalkkıp, yularını tutan iki adet kâfirin başlarındaki şapkaları üzerine ön elleriyle nice urdu ise ol an iki nefer kâfirin beyinleri taşra çıkıp, canı cehenneme, mürd oldular.
Hemen Çâşar önünde cüret göstereyim diye, birkaç kâfir at üzerine hücum edip yularından ata yapışam zannettiler. Onlardan dahî dört kâfir tepelendi. Dümün bünâgûşuna havâle eyleyüp(kuyruğunu kulak tozuna indirip) bu saray meydanında biriken kâfirler içinde küheylân at fakir girip cümle küffarları birbirine katıp, cümle küffarlar birbirlerin çiğneyip, at, tam yarım saat, kâfirler üzere göz kamaştıran çimşek gibi seğirdip gezdikçe bu saray meydanında Âl-i Osmandan gelme bir at, yüce Tanrının emriyle o kadar kâfiri helc ü melc edip, kırıp geçirir, ol kadar kâfir mecruh olmuştur ki, hâlâ kâfiristanda destandır.
Nihâyet elçi paşa gördü ki kâfirler demet demet kırılır ve saray meydanından dışarı izdihamdan kâfir çıkamaz. Bre şu atı tutun! diye ahır kalfalarına ferman etti. Bir beyaz külâhlı yedekçi varıp, Gel, Ceyhunum, gel! deyince, hemen atın iki gözlerinden kanlı yaşlar akıp, kişneyerek yedekçinin yanına geldi. (Yedekçi, atı) yularından tutunca hakir, Elçi paşaya söyledim: Sultânım, bu at, bir gazi atıdır ve bizzat Âl-i Osman pâdişâhı binmiştir. Bu at, meydanda bu kadar rüsvaylık edip bu kadar kâfir kırmıştır. Eninde sonunda bu atı kâfirler öldürürler. Bu atı alıp yerine başka at verin dedim.
Hele görelim, diye iğmaz etti. Yedekçiler, atı kralın ahırına bağlayıp gittiklerinde hemen at kösteğini ve yularını koparıp, ahır içinde yedi kâfir daha tepeleyip, kâfirlerin bunca atlarını yaralayıp birde gördük ki Ceyhun, kişneyerek, saray meydanından dışarı yıldırım gibi çıktı. Şebir içinde gezerek Çerkez Meydanında adı geçen çerkesin altındaki at leşini koklayıp yine birkaç kere heybetle kişneyip ol mahalde ruh teslim ettiği haberi geldi. Dîbâ çullarını getirip, Paşa, yerine bir başka at getirip, cümle islâm askeri bu atın böyle iş ettiğine âlem hayrette kaldılar. Ondan sonra ahır kalfaları varıp merhum atı, şehid çerkesin atı önünde bir çukur kazıp, oraya defnettiler ve cümle halk bu ata parmak ısırdılar.
--spoiler--