Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatmanın ötesinde uçsuz bucaksız, yeşil çayırları gözümde canlandırıyor. Sonsuz bir haz alıyorum dinlerken sanki hayalimde canlanan o çayırlarda gönlümce dolaşıyorum. Öyle bir ferahlık...
(bkz: telli telli telli şu telli turnam)
insana farklı duyguları aynı anda yaşatabilme potansiyeline sahip, asla eskimeyecek naif bir parça.
murathan munganın bir şiirinin bestesidir. ancak ilk besteye döken babamın tanıdığı bir müzisyenmiş ve yeni türkü ondan almış.
gecenin bu vaktinde didem madak şiirlerine eşlik eden yeni türkü şarkısı o kadar çok söylenecek var ki bu şarkı için murathan mungan ayrı güzel , yeni türkü ayrı.
Nasıl mor ve ötesi coverı orijinalinden daha çok beğenilir anlayamıyorum. Zira Derya Köroğlu'na yapılmış bir haksızlıktır bana göre.Tamam söz konusu olan zevkler fakat sağır insan söylemi gibi resmen. Bunun dışında Derya Köroğlu sesiyle dinlendiğinde sizi alır götürür uzaklara.
(bkz: yenik düşüyor her şey zamana)
çocukluğumda sözlerine takılmadan dinlediğim, geçen kalabalık bir ortamda beni öyle böyle değil nasıl yanlız bırakan bir şarkı.benim de gözlerim dolu dolu oldu.
hani bazı şarkılar vardır ya çok neşelidir ama dehşet bir duygu seline sürükler sizi. hah işte o şarkılardan. gerçi o şarkılardan demek hakaret olur bu şarkı şarkıların tacı. o kategorinin üstadı. yeni türkü başkasın. konserinde dinlemek çok daha keyifli.
yenik düşüyor her şey zamana
biz büyüdük ve kirlendi dünya!
çok çocuktuk evet fena çocukluktu tek salıncağa iki kişi binmek şeklinde bir saçmalıktı ama deniz işte ahh hoş gösteriyodu her saçmalığı hatta bacaklarının arasından kayıp düşüşümü bile yalpalatmıyodu salıncak geri dönüşünde kafama çarptığında seni parlatıyodu ensemden tüm bedenime ki sonrasında kan dolu gözlerimle görmüştüm sen de kopmuştun o salıncaktan ben düştüm diye mi hala bil(e)miyorum ama az ötemden fena toz kaldırmıştın ve dönüp bana bakmıştın kırmızıydı gözlerim ve daha önce hiç görmediğim bir renkteydi gözlerin belki de komple kırmızı olmuştum ondan çok güzeldin pardon güzeldi rengi gözlerinin kalktım seni de kaldırdım yürüdük tozdu üstümüz ki kaç kere söylemişti annen üst değil üzer diye ama üstümüz toz olmuştu çünkü çocuktuk çünkü yanıyordu ensem çünkü kırmızıydı gözlerim çünkü çok güzeldin sen çünkü bilmediğim değişik bi renkteydi gözlerin ve çünkü bi şarkıya doğru yürüyorduk denize yürüyorduk tutmuştum elinden evet ne saçmalık ne çocukluktu ahh denize girdik sonra geçiştik denizle dünyanın tüm ebeveynlerini geride bıraktın sen çünkü ensem sızlıyordu çünkü gözlerim kırmızıydı ve çünkü tek bi şarkıya yer vardı kalbim(iz)de ve varoluşumun tek kesme işareti bir pişmanlık soktun koynuma varolmuş olacak tüm noktalama işaretlerini kapsayan ve hepsini de o ana salmıştın balıklar gibi geziniyorlardı küçük bacaklarımızın arasında ve biz büyüdük ve kirlendi dünya diyorduk kimbilir büyüsek nasıl olacak diye düşünmeden.
bahar parçasıdır. mart-nisan ayı civarı daha hoş gelir ezgisi. kuşlar, ötüşmeler, çiçekler, börtü böcekler ile ilintili gibidir. kollarda sevdicek olmalıdır.
yeni türküden, murathan mungandan ve mor ve ötesinden dinlenebilecek parçadır. diğerlerini dinlemedim ama mor ve ötesinin fazla gayret etmeden yaptığını düşündüğüm yorumunu çok severim.