yazılı eserler üzerindeki telif hakkı bana biraz tuhaf geliyor.
bir kişi kimseye ait olmayan kelimeleri ardı ardına sıralıyor ve bu sıralama artık benim, benden izinsiz aynı kelimeleri aynı sıralama ile kaleme alamazsın diyor.
örneğin; 'seninle yanmak ya da yanmak seninle / sen ah sen...' ( şair cem yılmaz )
bu mısraların aynısını yazarsanız telifi yersiniz.
Devletin bile vergisini çatır çatır aldığı yerde, emeğini ortaya koyan bir yazarın 2. el kitap satışından telif alamaması durumu adaletsizliğin dibidir. Ne diyelim? Senin eserini alalım-satalım kâr edelim. Ancak sana gelince 5 kuruş vermeyelim. Olacak iş mi? Dilerim ilerleyen yıllarda bu sorun çözülür.
Yazarlar açısından Çok fazla gelişmiş bir hak olduğunu düşünmüyorum. Şöyle ki; Bir müzisyen eserinin kaydı çalındıkça telif alabiliyor. Bir ressam, tablosu el değiştirdiğinde ( yeniden satıldığında) telif alabiliyor. Ancak bir yazar kitabı ticarete konu olduğunda (2. el satışlardan) telif alamıyor. Baskısı olmayan bir kitap yüzlerce belki binlerce liraya satılıyor. Ancak yazarın cebine 5 kuruş girmiyor. ikinci el kitap ticareti yapanlardan (sahaflardan) vergi bile toplanıyor. Bu şüphesiz büyük bir adaletsizlik.
Peki ne yapılabilir?
*ikinci el kitap ticareti yapanlara (sahaflara) sattıkları kitapların listesini yapmaları (zaten yapıyorlardır) ve bu listeler üzerinden telif alınması ve telif dağıtımı yapılması gerekir.
*Belki yayınevleri sattıkları kitapları geri alıp, yeniden satarak yazarların 2. el telifini de verebilirler.
*internetteki ikinci el kitap fiyatlarına, yazarın telif hakkı yüzdesi otomatik olarak eklenebilir.
*Ya da bu telif gönüllülük üzerinden de toplanabilir. Mesela ben ikinci el bir kitap edinmişimdir. Çok beğenmişimdir. Yazarın emeğinin karşılığını vermek istiyorum. Bir meslek örgütü ya da yayınevleri bu telifi toplayabilir. Ya da yazar 2. el telifinden feragat da edebilir.
Tabi Türkiye'de bu sorunun çözülmemesinin sebebi yazarların bir birlik oluşturamaması. Belki ileride bu işin kanuni çözüm yolu bulunabilir. Ancak önce bunu birilerinin dert edinmesi lazım.
şarkıcılara en büyük zararı veren hede bu olabilir.
şöyleki 70 lerde bir sürü ünlü şarkıcı konserden, reklamdan milyonları kazanıyorlardı ve fekat telif gelirleri yoktu.
şimdi telif hakları var ama ne yeni bir şarkıcı yetişiyor ne de mevcut olanlar albüm yapıyor.
nerdeyse müzik piyasası diye bişey kalmadı.
e ne oldu? olan şarkıcılara olmadı mı. ne gündemdeler ne de tanıyan var.
galiba youtube a bişiy yüklediğiniz an otomatik olarak sistem bunu kendi belirliyor yoksa koskaca müzik şirketi saykomu işi gücü yok teee 1 milyarlık hindistandan benim oynadığım sikindirik bir oyuna yüklediğim videoyu bulup dava açacak amk. genede bilmiyorum.
Telif hakkı, yazarlar, senaristler vb. gibi üreten kesimin ümüğünü sıkan şirketlerin işine yarar.. Şirket, her zaman aslan payını alır; üreten ise göstermelik bir pay alır. Kitapevleri, film üreten şirketler bu yüzden, kriz zamanı bile kar açıklar. Hadi bu kadar alınan para, eseri üreten adamlara verilse, yine içim gam yemez.. Rahmetli kemal sunal, sürekli kanallarda oynatılan filmlerinden, telif hakkını zamanında almış olsaydı, kendi zamanının vergi veren listesinin başında olurdu. Daha böyle kaç tane yetenek, heba oldu.
Bu saçma kanunu savunanlar, kendi menfaatleri olduğu için, böyle davranıyor. Eserden hakkıyla telif hakkı alsan, kimse ne korsan, ne de torrent programlarına muhtaç olur. Fakat kar açlığı doymayan, aç gözlü şirketler ne zaman tüketici sömürmeyi bırakabilir acaba ? Birisi batar, diğeri arkadaşının yaptığı işe devam eder. O yüzden, düzelene kadar korsan kar patlaması yapar. Şirketler ne halt ederse etsin, bu değişmez. Tüketiciyi küçümsemeye devam ettikçe, şamarını da yemeye devam ediceksiniz.
edebi sanat eserleri dışında, saçmalık olarak gördüğüm hadise.
dizi olarak neysede televizyonlar artık yayıncılık aldığı için sorun olabilir, telif hakkı bıdısı çıkar filan
ama filmlerde telif hakkı olayını anlamadım gerçekten avrupa birliği ve yasallıkmış filan kimi kandırıyoruz allah aşkına?
south park'ta bir bölüm vardı, hatırlamıyorum tam olarak.
stan, cep telefonu üstünden online olarak film izliyordu. babası dükkanda orjinal dvd filan satmaya çalışırken.
şu shining'e gönderme yapılan bölümdü yanılmıyorsam. tam olarak bu işi yapabilirim, geleceğin işi dedim.
sıkıntısız ve risksiz, insanlara film portalı sunabilirim hatta arşivimden film izlemek için bana gelmelerine gerek kalmaz filan diye düşündüm.
filmlerde daha ne kadar aç gözlü olunabilir gerçekten merak ediyorum?
yıl olmuş 2013 ve telif hakkı diye dolaşan insanlar var gerçekten acınası.
filmin vizyondan kalktığı için reklamını yapıyorum. bana hit olarak geri dönüyor ve ben bundan para dahil kazanmıyorum.
birde paylaşımcı insanlara para cezası verdirmeyi düşünüyorlarmış. bak sen, ne kadar ironik bir durum.
yetmiyor birde paylaşım yapılan yerden, film izleyen insanlarada kabahat bulunuyor. kimin neyi yapacağına bizim adımıza başkaları karar veriyor.
biz koyunuz tabi ne eğri, ne doğru bilmeyiz.
belki benim gibi arşivci bir insan ve tekrar tekrar yaptığın eseri izlemeyi seviyor.
reklamınmı dönüyor? bence dönüyor. bundan para kazananlar varmı? pek sanmıyorum.
işler resmiyete dökülmedikçe, bilişim sektörüne vurulan darbedir bu. tek taraflı ve sadece fikir sahiplerinin fikirlerini dinleyerek sen yasa düzenleyemezsin.
para kazanmayan ben ve paranın dibine vuran sen kimi dava edebiliyorsun o zaman? başkasının özgürlüğünü kısıtlama hakkını kim veriyor sana?
gelen geçenden para alabileceğini sanan mafya dolu etraf ve bu mafya kanun arkasında kendisini gizliyor.