özellikle yaz aylarında gecenin bir vakti balkon ışıklarını da açıp insanı uyutmamaya yeminli komşudur. ben onları karşı apartmandan tanıyorum. tv lerinin sesi evinizin içine öyle bir dolmuştur ki, karşınızdakiyle ne iki çift laf edebilirsiniz ne de tv izleyip müzik dinleyebilirsiniz. sabaharı baş ağrısıyla uyanmanıza neden olurlar. biz onlara kısaca televizyongiller diyoruz.
maç izlerken de öyle bir tezahürat ederler öyle bir coşkulu izlerler ki kendinizi tribünde sanmanıza neden olurlar.
kısaca ev alma komşu al atasözünün karşılığıdırlar.
ramazan'da sahur için kalkmayacaklarını, çünki sahura kadar yatmayacaklarını açıklayıp, bizi yeni arayışlara iten, çok babacan ve çok anaç iki kişilik ailenin tonton, şirin ama ağır işiten üyeleri.
halden anlamayandır. "sınavım var" dersiniz kar etmez, "hastayım" dersiniz kar etmez. bi de "ay canıııığm, hemen kısıyoruz" deyip hiç kısmazsa çileden çıkarır. "kısmıycam lan" de, "keyfimin kahyası mısın" de güzel güzel kavga edelim.
Komşumuzun televizyonun sesini sonuna kadar açması bazen iyi bazende çekilmez bir durum getirir. Eğer tuttuğunuz bir takım gol attığında yada hoşuna giden bir şarkı çaldığında sesin sonuna kadar açılması hoşumuza gider amaaaaaa komşularımız kürt ise televizyon sesi o zaman çekilmez oluyor maalesef (Çünkü kürtçe şarkılar çalıyor)
birazdan gidip boğazlayacağım komşudur.
bir insan son ses nasıl izleyebilir televizyonu anlayan beri gelsin. hayır sağır da ondan açıyor desem değil. gayet de duyan bir kadın. biz birazcık gürültü yaptığımızda kapımıza dayanıyor. çok ses yaptınız diye. ama biz ayıp olmasın diye gidip şu televizyonu biraz kısın diyemiyoruz. resmen apartmana yayın yapıyor. bıktım artık sözlük. delirmek üzereyim. gidip kadını boğazlamak ardından da o televizyonu camdan aşağı fırlatmak istiyorum.
ufaktan sıyırıyorum sözlük.