televizyonu aç

entry1 galeri0
    1.
  1. ve bir gece ansızın televizyonların sinyali
    kesildi, sonra bir görüntü belirdi. tüm
    kanallarda aynı görüntü vardı. o sırada
    internette bir şeyler oldu, girilen tüm siteler
    tek bir sayfaya yönleniyordu, sayfada ise bir
    yazı vardı "televizyonu aç". televizyon başına
    geçti herkes. görüntüde bir adam ve bir
    salona tıkılmış ülke lordu, bakanlar, halk
    vekilleri vardı. adı çamuriyet olan bu ülkede
    günler geceler huzursuzlukla geçiyordu.
    yalanın, dolanın döndüğü, zengin iktidarların
    ve yandaşlarının halkın servetine konduğu
    fakat halkın günden güne yoksullaştığı bu
    ülkede iktidar sevdalıları da ülkenin neredeyse
    yarısını oluşturmaktaydı . bizzat kendileri de
    yoksullaştığı halde kendini iktidara aşık
    olmaktan alıkoyamayan o insanlara gerçekleri
    göstermek pek kolay değildi. konuşmak,
    anlatmak bir işe yaramıyordu, göremiyorlardı.
    şimdi ise iktidarı seven sevmeyen herkes
    televizyon başındaydı. şaşkınlık
    içerisindeydile r. korku dolu yüzleriyle
    bakanlar oradaydı, lord en yakınındaydı
    adamın. ve adam kameraya döndü, halkı
    selamladı, insani mücadelede yaşamını
    yitirenleri selamladı, onları andı. bu gece, neler
    olup bittiğini anlattı. dedi ki "bugün, gezegen
    tarihine geçecek bir gündür". lord başını öne
    eğmişti, kameraya bakamıyordu. devam etti
    adam "yalanların ortaya çıkacağı bugüne
    selam olsun. işte halkı kandırdığını bas bas
    bağırdığımız herifler burada, hepsi burada, ne
    eksik ne fazla". önce lorda uzattı mikrofonu,
    lord tüm olayları tek tek anlattı, halkı nasıl
    dolandırdığını, bu yalanlarla nasıl kişisel
    menfaatler edindiğini bir bir anlattı, ne eksik
    ne fazla. felanca bakana nasıl talimat verdiğini
    ve bakanın nasıl yalan söylediğini bir bir itiraf
    etti, bahsettiği bakanlar tek tek öne çıkıp
    doğruladı.
    elbette bu itirafları yaptıran bir şey vardı,
    kameraların göstermediği bir şey, gerekli olan
    bir şey. günahlarından arınırcasına tüm
    suçlarını itiraf eden bu yüzlerce adamı izleyen
    halktan iktidarı sevmeyenlerin kalbi heyecanla
    atıyor, iktidarı sevenler ise şaşkınlıkla,
    kandırılmışlığı n verdiği hayalkırıklığıy la
    izliyorlardı. tüm bu itiraflar saatler sürdü. ve
    sonrasında sağ kolu olmayan bir adam geldi.
    bu adam lordun sürekli aşağıladığı,
    ötekileştirdiği , adeta "ülkede yerin yok"
    dediği bir adamdı. sol koluyla lordun yüzüne
    bir yumruk attı. sonra sol kolu olmayan kadın
    geldi, bu da lordun bir ötekisiydi, lordun
    karnına tekme attı. sonra kel adam geldi,
    lordun talimatıyla köylerine bombalar
    yağdırılan keldi bu adam. lordun gözüne öyle
    bir yumruk attı ki, başkan oracıkta kör oldu.
    ve bu şekilde ötekiler uzun bir süre belirip
    hırslarını aldılar.
    iktidardan faydalananlar ekranları başında
    büzülüp kalmış, sığınacak bir eş dost
    düşünüyorlardı. sonsuza dek süreceğini
    sandıkları bu düzende keyif çattıkları eşi
    dostu aramaya kalkışıyorlardı , fakat
    telefonlar çekmiyordu. gürültü duydular
    dışardan, sesler geliyordu, cama çıktılar, halk
    yürüyordu, kapattılar camları, perde
    arkasından gizlice seyre saldılar. sabaha kadar
    uyumadı kimse, dışarda yattı yüzbinlerce
    insan. öğlen yine o adam belirdi ekranlardan,
    fakat başkanlar, bakanlar yoktu bu sefer.
    onlara ne olduğunu da kimse bilmiyordu
    şimdilik, sadece o adam ve o adamın
    yanındakiler biliyordu. ülkenin kanun kitabını
    yaktı, sonra da "insan canını, özgürlüğünü
    hiçe sayan kanunlar yok olmaya mahkumdur"
    dedi, bir ülke yeni baştan kuruluyordu ve bu
    ülke gezegeni sarsmaya yetmişti.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük