Türk televizyon izleyicisinin sanıLdığı kadar zeki olmadığının en temel göstercelerindendir. bu gerçeklik bir takım insanların dikkatini çekmiş olacaktır ki ilkolullara amedya okur yazarlığı diye bir ders konulmuştur. Bunun iyi mi yoksa daha kötü mü olduğu -malesef ki- deneyimle sabit olacağından şu an için "bekleyip göreceğiz" demekten başka bir şey elden gelmemektedir.
kendni bu keşmekeşten kurtarabilmiş bir kısım genç televizyonda artık akıllıca birşey bulunmadığını kavramış ve kendini yabancı dizilere filmlere vurmuştur. şu an hangisi daha tehlikeli bilinmemektedir; türk kanallarını izleyip "mal" moduna bağlanmak mı yoksa yabancı dizi-filmlere sarıp türkiye gerçekliğinden kopmak mı?
not: "türkiye gerçekliği"nin ne olduğu ayrıca bir tartışma konusudur.
türk insanının ne versen yediğini düşünen mantığın, fazla kafa yormadan yaptığı programlarda, memlekette ne kadar andavallı varsa ,ünlü diye pohpohlanarak, millete kakalanmasıdır.
eş, dost, ahbap, çavuş ilişkilerinin televizyonda da geçerli olduğunu, işlerin hak edene değil de yakınlığa göre verildiğini düşündüğümüzde gayet doğal olan hede.
izleyicinin bir suçu yoktur, iyi program yapıldı da izlemedik mi?
televizyon denen kutunun bir varlığı olduğundan yola çıkarak, kendisine has bir beyninin ve dolayısıyla zekasının olduğunu söylemeye çalışan bireyin; bu seviyenin azalmasıyla ilgili olan tespitidir.
eskilerin her zaman bazı şeyleri daha iyi gördüğünü ve yaşam tecrübelerini çok daha iyi aktardığını bir kez daha ıspatlayan cümle.
eskiler tv için "aptal kutusu" derlerdi, kesinlikle doğrudur.
düşünen bir gençlik, haklarını savunan memurlar, grev yapan işçiler, taban fiyatta söz sahibi olmak isteyen çiftçiler istemiyorsan eğer televizyon yayınlarının kalitesini düşürürsün.
insanların ekrana bakıp dudağının kenarından salya akıtan boş kafalar olmasını sağlarsın. başarılı bir yöntemdir türk gençliğine bakabilirsiniz. polat alemdarlar, emo kızlar, manken sahtesi kişiler, marka bağımlısı gençler. hak aramak? yok. fikir üretmek? yok. gidip bir hamburger menü ile doyup çakma Dolce gabbana giyip saç jölelemekten anlar oldular. yazık.
herkesin mutlaka gözlemlediği bir olay. garip garip çakma programlar, çalıntı format uygulamaları. 2 salaklıkla gelen şöhretler. saçma sapan diziler. aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyan kanal yetkilileri. sabah programları. kaynım bana atladı replikleri. noluyor arkadaş! biz bukadar gerizekalı bir toplum değiliz. artık hiç televizyon açmadığım haftalar olmaya başladı. anca bir maç olacakta, veya ntv, ntvspor. başkada bir şey açtığım yok.
nedir lan bu? adam akıllı bir şey koyamayacak insanların kanallarda ne işleri var? sonrada herkes neden yemekteyiz izliyor diyorlar. ulan sen koyarsan millet napsın bir bok yok zaten mecbur kanal açık kalıyor zaplarken. mutfağa, bilgisayara oturuncada kanal izleniyor sanıyorlar gerizekalılar! adam bıkıyo kanal değiştirmekten. 1 kanalda duruyor. oda sizinkine denk geliyor aq. bu kadar basit.