ya bu kaçıncı entry'mdir, başlığı sığdırmadığımı söyleyerek başladığım. heh ne anladın başlıktan? ben başlığı sığdırcam diye uğraşıp dururken, asıl konuyu unuttum. televizyonda yayınlanır diye sinemaya gitmemekmiş. maçın televizyonda yayınlanma ihtimalinden ötürü sinemaya gitmeyen fanatik futbolsever miydi, sevgilisiyle çok özel görüntüleri televizyonda yayınlanır deyu sinemaya gitmeyen popstar mıydı, neydi unuttum valla. dadım duzum gaçtı yeminlen.
efendim, aslen şudur: vizyonda olan film yakın gelecekte televizyonda yayınlanır diye sinemaya gitmemek.
hollywood film sektörüne ilk darbeyi indiren, clint eastwood'u hayattan tiskindirten, wachowski biraderlerin arasına nifak tohumları eken, babam kadar sevdiğim rahmetli marlon brando'yu geri göreve çektiren görüştür. ileri ki yıllarda, yerini genç yetenek 'dvd si çıkar diye sinemaya gitmemek'e bırakmıştır.
özel kanalların yaygınlaşması ile birlikte, vizyondan yeni kalıdırılmış sinema filmlerini yayınlamak önemli bir kozdu. bunu yapan özel kanallar tutunabildi. star bilhassa parlement sinema klubü ile sağlam cukka yapmıştı. amaçsız hbb ise zalak gibi hint filmleri yayınlıyordu, battı. vizyon filmlerinin bu televizyonalrda bu kadar revaçta olmasının bir diğer sebebi ise, osmantan erkır'ın daha bu yapımcılık işlerine el atmaması idi. iddia ediyorum, bu ülkede hala filmler gişe rekorları kırıyorsa bu osmantan erkır ve itahl ettiği abuk programlar sayesindedir. dolayısıyla o zamanlar; sinema eleştirmenleri, ses ve görüntü kalitesinden dem vuranlar, filmin casting'ini görmek için sonuna kadar bekleyip görevli tarafından kovulanlar ve boş ev bulamamış sevgililer dışında sinemaya gitmek biraz anlamsızdı.
bir de, benim yaşadığım ilçede, sinema filmleri çok geç gelirdi. eğer ilçemin sözlüğü olsa idi, şöyle başlık açardım: 'televizyonda 3 defa yayınlandı diye sinemaya gitmemek'.
yalnız ve güzel sözlüğüme bir de ceketli ali dayi'ya armağan olsun.
bu davranışı bir arkadaşımın eşi çok sık yapar.
"ahmet hadi şu filme gidelim", diye fikir atardı kızcağız, adam: "boşveeer, kıçıkırık bir film bu, nasıl olsa televizyonda yayınlanır."
ha bir de vcd yada dvd sini almakta yok.
televizyona gelinceye kadar beklicen.
neymiş bunu demesindeki mantık; bilimkurgu yada görsel efecti bol filmler sinemada izlenmeye değermiş.
evet onlar sinemada izlenmeye değer ama belki biz bir volver izlemek istiyoruz; yada bir kaldırım serçesi izleyeceğiz. yok. değmez mantığı yine karşımıza çıkıyor.
bağımsız sinemadan anlamayan genç nesil de bu mantıkta efendim, üzgünüm ama geneli de baylar oluyor bunlar. kimse alınmasın!
orta gelirli ailelerin durumu neticesinde her zaman sinemaya gidemeyen genç bünyelerin, sinema biletlerinin fiyatlarından mütevellit yaptıkları eylem.
olmadı korsan cd'den alınır dvd'si evde çatır çatır izlenir.*
