vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı.
elekrtomanyetik dalgalar yoluyla halkın doğrudan doğruya alması maksadıyla yapılan hareketli veya sabit resimlerin, sesli veya sessiz kalıcı olmayan görüntülerinin renkli ya da siyah beyaz yayını. televizyon alıcısı resim tüpü, şase, kabin, tuner gibi temel bileşenlerden oluşur. kelime kökenine göre yunanca tele:uzak, latince vision'dan gelen vision:görüş birleşimiyle 'televizyon: uzagörüm, uzaktan görüntü' anlamına gelmektedir.
tek tip insanların etrafta dolaşmasını isteyenler için, pek güzel değerlendirilmeye alınan alet. ki zaten sunulan programlar ve diziler bunun açık göstergesi.
insanların boş zamanlarını öldürmelerini sağlayan ve uzaktan kumanda edilebilmesi sayesinde, etrafına tembellik sacan nükleer bombadan sonraki en tehlikeli teknoloji harikası.
iskoç bir mucit tarafından icat edilen zamanımızın vazgeçilmez aletlerinden biri olan, insanları saatlerce karşısında tutabilen temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine dönüp alınan sinyallerle tekrar ışık enerjisine dönmesidir. ayrıca ilk tv mucidin parasızlığından dolayı lavabo ve çay tenekesinden yapılmış. ilk tv yi lavabodan yapan insan bu devirde yaşasaydı heralde plazmalar solda sıfır kalırdı.
adı, yunancada "uzak" anlamına gelen "tele" kökü ile latincede "görüş" anlamına gelen "vision" kelimesinin birleşimiyle oluşturulmuş olan; 1930 lardan sonra piyasaya çıkan; piyasaya çıktığı ilk zamanlar birçok kişinin "insanların eninde sonunda bıkacağı ve tarihe gömülmeye mahkum bir icat" olarak nitelendirdiği fakat şimdi dünyayı yönetmeye başlayan cihazdır.
evlerde dantelli örtünün üzerinde durduğu, odanın şekli değişse yeri her daim başköşe olan son zamanlarda herkesin şikayet ettiği ancak izlemekten vazgeçmediği alet.
içi insanla dolu ama boş mucizevi yaratım.
icad edilen hiçbir şey insanlığın zararını planlamadığından gerekli yerlerde gerekli zamanlarda gerektiği kişilerce kullanıldığında gayet yararlı, faydalı bir alet. her eve lazım evet ama bilinçsiz bireylerden uzak tutulması şartıyla.
konuşma denen iletişimi budayan, "eskiden televizyon yoktu insanlar sohbet ederdi" nidalarının sonrasında bile yine de hırsızlama bakışlar atılan şuursuz kutu.
dar gelirlinin en ucuz eğlencesi haline gelmiş manüplasyon alıcısı.
ekran kölesi toplum yaratma aparatı...
dangalak diziler semirgeni...
elektronik medyalama civatası...
güruh bilmese de en çok fişi çekildiğinde işe yarıyor.
diğer kiadan çok farklıdır, basit olarak ele alınırsa eğer 'bedava'dır. olay ve olgular hakkında doğruları öğretmez sadece güzel bir referans çerçevesi çizer.