neden bu kadar sevildiğini anlamadığım/anlayamadığım program.gerçi seven kitle belli. bi coğu makina seyretmeyi ve sevdiğini söylemeyi farklılık olarak gören "bu adam farklı, onu seviyoruz biz de farklıyız lan amına koyim" diye düşünen bi azınlık.ne var? neyi komik okan bayülgen'in? neyini beğeniyosunuz neyine gülüyosunuz bi söyleyin bana bakim?bi izah edin.
ekipte komik tipler var tamam, zaten programı götürenler de onlar zannımca.yoksa herseyi ben bilirim, önüme gelene laf sokarım -ki bunu da bence beceremiyor- havasındaki okan bayülgen'in bi numarası yok, hele komik hiç değil.eminim burda, sağda solda ondan cok daha komik cok daha zeki tipler vardır.abartmayın bu kadar.
komiklikle ve eğlenceyle sınırlı kalmayan ve hiçbir zaman en komik program biziz havasını taşımayan bir program. bu programı sevmeyen insanlar neyi izlemeye değer buluyor çok merak ediyorum. her tarafından saçmalık ve yapmacıklık fışkıran televizyon programları arasında at sikinde kelebek gibi duruyor.
televizyon mekanik bir yapıya değil elektronik bir yapıya sahip olduğu için, televizyon makinası ismi teorik olarak yanlıştır. programın isminin televizyon cihazı olması daha mantıklı olurdu.
insan bok atacağı ya da eleştireceği şeyin ne olduğunu kavaramalı öncelikle değil mi? bilmediğin şeye laf sokarsan, götüyle gülerler adama maazallah...
dun geceki de saat tam 5 e kadar surdugunden dolayi kebelekcuna katilmakta oldugum program. safak sezer sapitmi$, diger konuklar da artik oturduklari yere yapi$mi$, kalkip hareket etme istegiyle yanip tutu$urken semiha saygin*in ben gideyim artik seklinde cenk eren le konu$malari; cenk eren in ek$isozlukte gectigi varsayilan bir kufur yuzunden dakikalarca "kufur de kufur ama kufur yav kufur diyorum kufuuuur" seklinde laf anlatmaya calismasi; programin sonuna dogru semiha saygin in "ben pazartesi de seda sayana konuk olacagim" lafi uzerine, okan bayulgen in butun konuklari alip yan tarafta bulunan seda sayanin studyosuna gecip programi orada bitirmeleri, sabahin 5inde hala enerjik olan insanlar...
demek istedigim guzel program, her seferinde de guzel oluyor. izleyin izlettirin.
her hafta düzenli olarak gösterilen eğlence programı.
yalnız merakımı cezbeden ve içimi burkan bir konu var. o da genç yaştaki birçok insanı nasıl bağımlısı yapabildiği... yani o programın başlaması için gösterilen sabırsızlığı, izlendiği sırada gösterilen pür dikkati bir düşünün... o ilgiyi başka şeylere de göstersek heralde baya bişey olurdu bizden!
yanlış anlaşılmasın diye belirtmekte fayda görüyorum. bu işi yapan kişileri eleştirmiyorum! aslında yazımın özünü bir eleştiri tabanına dayandırmak değil amacım! çünkü ortada verilen bir emek var mutlaka! bu işlerden kesinlikle anlamam ama bir şey bu kadar insanın ilgisini ve takdirini topluyorsa ince bir işçilik, emek ve organizasyon vardır demektir! zaten amacım programa ya da yapımcılarına çamur atmakta değil, böyle bir şey yapabilmem için önce programı enine boyuna izlemem gerekir, ki zaten benim atacağım çamurdan ne olur?
velhasıl kelam, anlamaya çalıştığım nokta şu ki; bazı insanlar bu programı izlemeye başladıktan kısa bir süre sonra izlememeyi tercih ederlerken bazıları nasıl bu kadar dikkat kesilebiliyorlar? tabii ki eğlence programlarını izlemek, eğlenmek de bir hak ama hiç mi kimse durup 'bana ne ya, benim yapacak daha önemli işim var.' demiyor? ya da neden bu ve bu tür programların bir sonraki bölümünü ve konuklarını iple çekmekte olan bünye okuduğu kitabın bir sonraki bölümünü de aynı şekilde merak etmiyor? ya da bir yazarın ertesi günkü köşe yazısını?
sonuçta günümüz medyasının durumu malum ve var olabilmek için her programcının da bu medya düzenine ayak uydurması için belki kendisinin bile tasvip etmediği 'reyting' kaygısına dayanan enstantenelere girmek zorunda kalıyor olması muhtemel! öyle bir medya ki 'biz bir şey yapmıyoruz halk izliyor, halk istiyor' diyebiliyor! benim dediğim o değil!
benim dediğim;
bizim sıpaların tartışmak üzere okumayı kararlaştırdığımız kitabı, bu tarz programları izlemeye tercih etmemeleri!
adam şahan'ın her karakterini, her mimiğini, okan bayülgen'in konuklarını hafta hafta ezbere biliyor ama iki satır üzerine düşünmüyor!
hatta siyaset konuşulması bile garip karşılanabiliniyor böyle programlarda! garip değil mi? bu gençler bu ülkede yaşamıyorlar mı? bu mitingler, haberler, genelkurmay açıklamaları onların ülkelerinde yapılmıyor mu? yoksa biz mi uzayda yaşıyoruz, anlamıyorum ki!
uludağ sözlüğün vasati 40 kişi ile gidip tüm türkiye ye bakın biz böyle bir sitenin yazarlarıyız bizi okuyun izleyin takip edin demeye çalıştığı progam..
bu sezon yayınlanmayan zaman öldürgeci. yerine ata demirer'in hacıyatmaz adlı programı kondu, okan bayülgen destekli, ama o da tutmadı. nefret etsem de izlemekten kendimi alıkoyamadığım, okan yine ne yumurtlayacak dediğim programdı. çok bilmiş bir edayla biz gençlere nasihat veren, her konunun duayeni okan bayülgen umarız bir daha asla show dünyasına dönmez. Onu çok başarılı olduğu sinema projeleri içinde görmek isteriz.
edit: genç "iyi ekşamlar okan" hayranları rahatsız.
son dönemlerinde okan bayülgen in iyice sapıklaştıgı programdı. genç kızlara, gelen bir popcunun, ne kadar yakısıklı degil mi, bilmem sexxi gibi ifadelerle, yüzyüze olan genç insanların arasını yapmaya çalıştıgı izlenimi veren program haline gelmişti.