sokakta oyun oynuyorduk...komşuların zillerine basıp kaçıyorduk...her akşam y bir misafirliğe gidiyorduk ya da bir misafir geliyordu...okey oynuyorduk...tombala çekiyorduk...mutlaka pikniğe mahallece gidiliyordu...
Ben küçükken... bunlar en azından bizde yokken;
Okumayı yeni yeni öğrenmişim birinci sınıfta, Dışarıda göz gözü görmez bir tipi mevsimlerden kış, güneş erken veda ediyor fakire, ekmek almaya bakkala giden annemi bekliyorum sobanın yanı başında, elektrikler kesik borçtan bi soba yanıyor tüp de bitti bitiyor üstünde ısıtılan temcit pilavından. ilk kitabımın son yapraklarını çeviriyorum, adını hatırlıyorum bir anı kitabı; kabak defteriydi, sayfa sayısını hatırlıyorum 98 sayfa, 18 puntoyla basılmış bir kitap, nihayet son cümlesindeyim kitabın okuyabileceğim, kayıp son sayfalarından önce, ilk okuduğum kitabı bitiremiyorum haliyle, kapı açılıyor annem geliyor soğuktan çatlamış dudaklarıyla yanağımdan öperek içimi ısıtıyor, halimiz neşeye namüsait, ama içimiz kıpır kıpır geçiyor zaman, sadece okuyarak, sadece gülerek, umutsuzluğa kapılmayarak. *
çocukken elektrikler kesildiğinde ellerimizi güvercine benzetir duvardan gölgesini seyrederdik çok keyifli. sanırım televizyon, bilgisayar bilmem ne yokken de buna benzer basit ama eğlenceli şeyler yapılırdı. bir kaçına denk gelebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
okulda beslenme saatinde, beslenme çantasından çıkanların herkesin satın alabileceği yiyecekler olmasına âzami özen gösterildiği, örneğin muz ya da çikolatanın asla konmadığı zamanlardır bahsedilen.
paranın mevkî satın alamadığı; terbiyenin, nezâketin ve görgünün en büyük erdemler olarak sayıldığı; belki de ne kadar anlatmaya çalışsam da dilimin dönmeyeceği, kelimelerin kifayetsiz kalacağı zamanlardı.
Bu iki seyle cok ilgileniyorsaniz annenizin söyleme ihtimali olan soru cumlesidir. Ama ünlemlisini söyler annen onu da bil.
Ha ben ayri evde yasiyorum diyorsan ayri tabi.
Edit: imlayi sey ettim.
icat. aklınıza saçma şeyler sokmadığınız o nadir zamanlarda * ufuktan size göz kırpan ilhamla tabi.
o kadar uzun süredir gözardı etmişiz ki çoktan uzaklaşmış tabi herif.
wikipedia yoktu, anna britannica ve meydan laurosse vardı.
tv yoktu, radyo vardı.
facebook yoktu, fotoğraf albümleri vardı.
twitter yoktu, ev telefonundan birbirleri ile görüşüyorlardı.
bayram mesajı, düğün davetiyesi, posta kartı mail ile gönderilmiyordu.
televizyon olmadığı için regülatör de yoktu.
bilgisayar oyunu yoktu, tombala, iskambil, okey oynanıyordu.
mp3 indirme yoktu, plaktan kasete doldurma vardı.
maçlar için link istenmiyordu, çünkü yayınlayacak bir şey yoktu, zaten sözlük te yoktu.
satılacak olan şeyler gazete ilanı ile satılıyordu.
iddaa, bilyoner yoktu, spor toto vardı.
film indirme diye birşey zaten yoktu, gider paşa paşa sinemada film seyredilirdi.