insanın arayanının olmayacağını bilmesi, bu rahatlıkla ya da bunun bir rahatlık olduğunun avuntusuyla yaşamaya başladığını fark ettiği an bu galiba.
Sanırım 1 haftadır telefonumu almıyorum yanıma. Bir zamanlar sevgilimle konuşmak için, arkadaşlarımla rahat rahat sohbet edebilmek için edindiğim avea'nın 3000 dk lık paketinin yüzde 99 luk kısmı (hatta daha fazlası küsürat olsun istemedim yoksa bilimsel araştırmasını yaptım yüzde 99,7 gibi bir şey. Kpss çalışıyoz olum yüzde problemi filan kaçırmam yani) götüme kaçıyor.
lan arayacak kim var ki zaten, arkadaşlar arasa ziktiret aq okulun son senesi zaten her gittiğimiz yerde feryat figan. okul bitiyor ağlaşmalar, lan okul bitiyor hayat devam ediyor. açmıyorum dürzülerin telefonunu şu okul bitsin numaramı da değiştiricem.
sevgilim? o yok. ayrıldık zaten. gidişi götüme kaçan 3000 dakkadan daha fazlasına mal oldu. toparlıyorum ama yavaştan. dediğim gibi o da bitti ama hayat devam ediyor.
babam ay başından ay başına arar, "git paranı kontrol et itovlit" demek için. olum 5 senede değişmedi bu adamın kontrol hastalığı.
annem, hatırlar arada sırada, haftada bir belki.
güzel böyle yaşamak. 10 saat telefonunu yanına almasan eve gidip telefonun ekranına bakma zorunluluğu hissetmemek güzel bir şey aslında. hayat tabi, kuşlar böcekler.