huzur, refah ve mutluluğun olduğu; insanların sokaklarında huzurla gezebileceği ülkeler.vbu ülkelerin karşılığı genelde iskandinav ülkeleridir ama onların da sokaklarında gezilmez ki. soğuktan dolayı bir de onların da kendi sorunları var. intihar oranları çok yüksek, iklimi insan yaşamı için çok müsait de değil. korkarım ki yine dönüp dolaşıp türkiyeye geleceğiz. başka çare yok mecburen türkiye...
kıllı, çapsız kafasının içi boş bir kızla çıkıp "Alessandra Ambrosio" benim tipim değil diyen erkek modelini anımsatı bu durum. "ülke" denildiği zaman, otomatikmen siyeset, parti, insan hakları gelen onlarca entiri var. cennetin içinde cehennemi yaşıyoruz tamam ama bu "ülke" bu haldeyse; okumadan, yazıp çizmeden, alın teri dökmeden, bir baltaya sap olamadığımız gibi birde kendini, o muhteşem bulduğu batı medeniyeti seviyesine getiremeden car car konuşan insanlarla dolu. ülkesini beğenmeyen insanın 2 seçeneği var; 1- çok çalışıp, okuyacak büyük adam olacak - ki büyük adam olmasına da gerek yok adam olsun yeter- ülkesini çok beğendiği diğer ülke seviyesine getirecek. 2- gene çok çalışıp, okuyup büyük adam olacak siktirip gidecek bu ülkeden.
zengin olsaydım türkiye'de doğmak sorun olmazdı ama şu halimle asla olamaz. adamlar şu bu derken sikiyor bizi para kalmıyor cepte. parayı bırak hayal dahi kalmıyor.
(bkz: amerika)
en azından istediğim bir mesleğin bölümünü okurdum. o diplama dünyanın çoğu yerinde de geçerli olurdu. vatandaşlığının artıları da cabası.