(#14592854) Mustafa Kemal Atatürk'ün ülke gelirlerinin %60 ını oluşturduğu halde aşar vergisini halka ve en başta da çiftçiye çok büyük yük oluşturduğu gerekçesiyle kaldırdığını bilmeyen ve mustafa kemal atatürk'ü bir ideolojiye sahip olmakla itham eden cahildir.
"ben sadece akılcıyım." bu sözler mustafa kemal atatürk'e aittir. ve o arkasında bir ideoloji bırakmamıştır.
kendisi biraz kitap okusun ya da gittiği dev-lis toplantılarını aşsın. yoksa abilere giden şakirtten bir farkı yok kendisinin.
(bkz: #14630640) türkmen karakeçili aşiretinin yerleştiği ve türk akkoyunlu devletinin başkenti diyarbakırda yerleşik türk olmadığını iddia eden ileri zeka. tarih bilgisine sahip bir kürd görsem dişimi kıracağım zaten.
--spoiler--
Aşar (öşür) vergisinin kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sınra ekonomik alanda yapılan devrimlerden biridir. Aynı zamanda köylülerin sömürülmesini de engelleyip Atatürk'ün "Köylü Milletin Efendisidir" sözünün hayata geçmesidir. Bu anlamda da sosyal açıdan da önemi vardır.
Alttaki bilgilendirmeyi okuyun.
Aşar (öşür) vergisi; Osmanlı döneminde köylülerden, ürettikleri tarım ürünleri için %10 oranda alınan vergi. Osmanlı Devletinin temel gelir kalemini oluşturup, çıkan mahsülden onda birini vergi olarak devlete vermektir. Eğer arazi para ile sulanıyorsa yirmide biri verilir. Arazi mahsülleri, buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, zeytin, susam, bal, şeker kamışı ve meyveler gibi mahsüllerdir.
Arapça olan öşür sözcüğünün anlamı onda birdir (1/10). Öşürün çoğulu âşardır. Hububat çeşitlerinden, bağ, bahçe, bostan, meyve ağaçlarından ve otlaklardan aynî, nakdî ve maktû olmak üzere üç şekilde uygulanmıştır. Ziraî ürünlerin çeşidine, yetiştirilme usullerine, ziraî toprakların verimliliği ve mahalli özellikler göz önünde bulundurularak 1/3 ile 1/20 arasında değişen oranlarda öşür alındığı görülmektedir. Eğer arazi, para ile sulanıyorsa bu oran yirmide bir (% 5) olurdu.
% 10 olan bu vergi, 1800'lerde artmış ve %30'ları bulmuştur. Ayrıca, bu verginin, ürün çeşidine ve/veya bölgelere göre farklı oranlarda alındığı, yer yer, zaman zaman % 50'lere vardığı görülmüştür.
Vergi alınan mahsuller olarak, buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, zeytin, susam, bal, şeker kamışı ve meyveler sayılabilir.
Türkiye Cumhuriyetinin 1923-1929 dönemi, ekonomi politikasına damgasını vuran izmir iktisat Kongresi'nin oy birliği ile alınmış kararlarından biri de 1925'te aşarın kaldırılmasıdır. Aşar; şer'î bir vergi olmanın yanında, Osmanlı Devletinde mülkiyet düzeninin miri (başı), arazi rejiminin bir sonucudur. Aşar; Osmanlı mülkiyet rejimini temsil eden zamanın en önemli vergilerindendir. Aşar; mülkiyeti devlete ait olan toprakların kullanımı karşılığında alınan bir tür kira gibi düşünülebilir. Aşar; bütçenin gelir kaleminde önemli bir yer tutmaktaydı. Fakat izmir iktisat Kongresi'yle liberal bir ekonomi tasarlandığı ve liberalizmin temeli özel mülkiyete dayandığından, Aşarın varlığı bir çelişki haline gelmiştir. Yani Cumhuriyet idaresi, Sultanın mülkünün sahiplik sıfatını halka intikal ettirince, aşarın alınmasının mantığı da sona ermiştir.
Öte yandan aşarın kaldırılmasında güdülen ekonomik amaç kanun gerekçesinde şöyle açıklanmaktadır:
"Bu yasa tasarısında izlenen amaç; tarım ürünlerinin safi hasılatının vergiye tabi tutulması ilkesine ve aşarın serbest tarımı kısıtlayan ilkelerinin ortadan kaldırılması ile halkın gereksinmelerini baskı altına almayacak bir şekilde tahsiline yönelik olmasıdır.
kendisi artık susar ve düşünme kabiliyetini kullanırsa artık neyin ne olduğunu anlayabilir. ayrıca emekçinin atatürk'le beraber daha kötü bir duruma düştüğünü savunmak kadar da aptal olabilmek ayrı bir yetenektir. nitekim bunun için sadece izmir iktisat kongresine bakmak dahi yeterlidir.