yıllar önce mağaza çalışabilmek için maltepe'de bulunun genel merkezinde teknosa akademi adı altındaki yerde 30 gün boyunca eğitim aldım. orada işe yeni başlayacak elamanlara öğretilen teknosa'nın kesinlikle ucuz mal satan bir yer olmadığı ve müşteri her zaman haklıdır durumunun bir yalandan ibaret olduğu. kısacası adam nasıl kazıklanır onu öğrettiler. eğer karşındaki teknolojiden bi bok anlamayan biriyse en dandik şeyi satmak için ballandıra ballandıra nasıl anlatacağını falan öğretiyorlar. eğitim bitiyor işe başlıyorsunuz, çalışma ortamının kölelikten farkı yok. mağaza müdürü denilen lavuğun hakaretleri, çalışanları herkesin içinde azarlaması bini bin para..ha birde bu lavukların satış elemanları gibi günlük satış hedefleri olur ve tutturmaları gerekir, sattığın ürünü benim kodum üzerinden sat yoksa sana şunu şunu yaparım gibi tehditler yada benim hedefi tuttur izin günün pazar günü olsun gibi şeyler söylenir. mağazaya mal gelir mağaza da depocu olmasına rağmen gelen kamyondaki ürünleri hamal gibi mağazaya taşırsınız. iyi bir müşteriniz vardır istediği ürün sizin çalıştığınız mağaza da yoktur. ürünü size yakın bir teknosa mağazasından temin etmek isterseniz gider kendiniz alır gelirsiniz ve yol ücretini cebinizden ödersiniz!bölge müdürü gelir toplantı yapar toplantıda adam gibi çalışın yoksa siktirin gidin binlerce başvuru var şeklinde konuşmalar yapar. böyle bir ortamda çalışmaya sadece 2 hafta dayanabildim ve sonra istifamı verdim ve o günden sonra hiç bir mağazasına adımımı atmadım.
önce tanımımızı verelim: elektronik ıvır zıvır satan mağaza.
efendim günlerden cumartesi, yer cevahir teknosa. dizüstü bilgisayarım için bir mouse almak niyetindeyim. neyse bakıyorum biri 16 tl biri 116 tl. ulan diyorum vardır heralde bunun bir hikmeti. aradan 25 tl'ye hoşuma giden bir tane buluyorum. o sırada orada bulunan lacivertli arkadaşa -ki bunlar stajyer satış danışmanımıymış neymiş- soruyorum:
- afedersiniz bu mouse windows 7'de çalışıyor mu?
+ ee şey çalışıyordur heralde.
diyerek koşar adım yanımdan uzaklaşıyor. bu arada bende evirip çevirip üstüne bakıyorum kutunun acaba bir ibare var mı diye. bu arada işletim sistemim vista aslında ama merak ediyorum yükseltirsem kullanabilir miyim diye. neyse gidip bir tane turunculu arkadaş buluyorum -bunlardan stajı bitirmişlermiş-. soruyorum tekrar:
- afedersiniz bu mouse windows 7'de çalışıyor mu?
+ hayır bunlar çalışmaz.
- peki hangileri çalışır?
+ standda bunların yanında olanlara bakın.
- baktım ama göremedim oradaki arkadaş ta anlmaıyor sanırım. siz yardımcı olabilir misiniz?
+ ben ilgilenmiyorum orayla.
denerek koşar adım uzaklaşıldı yine yanımdan. neyse dedim yine doğmamış çocuğa don biçmeyelim nasıl olsa vista'yı destekliyor alır kullanırım. kasaya doğru yöneldim. sıraya girdim. sıra bana geldi ürünü verdim. kasadaki bey "teknosa kartınız var mı?" diye sorunca "var ama yanıma almamışım" diye cevap verdim. "olsun efendim adınızı soyadınızı alayım ben" diyerek kart olmasa da faydalanılabildiğini söyledi kasadaki bey. neyse adımı soyadımı söyledim. arkadaş ürünü okuttu ama bir sorun olduğu hemen anlaşıldı yüzünde. kutuyu evirdi çevirdi, barkod numarasını elle girdi falan nafile. 5 dakika kadar sonra:
mouse'yi alıp kıçın kıçın işaret edilen arkadaşların yanına doğru ilerlediğimde mağazaya girdiğimin üzerinden yarım saat kadar geçmişti ve ben bir mouse alacağım alt tarafı. işaret edilen arkadaşların yanına varınca:
- merhaba. bir mouse aldım ancak kasaya ödemesini yapamadım sanırım tanımlanmamış size yönlendirdi kasadaki arkadaş.
+ o da ne olsa bize attı bugün. (gülüşmeler) **
- muhakkak öyle olmuştur. artık şu faturayı alsam da ödemeyi yapsam.
+ tabi ilgileniyorum şimdi. isim alabilir miyim?
- jamal sellami.
+ teknosa kartınız var mı?
- (ulan var desem en az 10 dakikama patlayacak) yok efendim.
+ ister misiniz peki teknosa kartı jamal bey. şu şu avantajı var bu bu avantajı var.
- yok sağolun.
+ adres alabilir miyim acaba?
- x mahallesi ....
+ o kadarına gerek yok semt söyleyin yeter.
- bakırköy.
bu arada arkadan bu sefer beyaz gömlekli bir arkadaş gelerek faturayı hazırlayan arkadaşa:
* bu fatura için tam adres almalısın.
uyarısında bulununca faturayı hazırlayan arkadaş bana dönerek:
+ evet x mahallesi demiştiniz.
- siz de semt yeter demiştiniz.
+ gördük ki yetmiyormuş.
neyse adresi de açık olarak verdikten sonra arkadaş ta yine bir kıpırdanmalar sıkılmalar vs. başlayınca ben işkillenip sorma ihtiyacı hissettim:
- bir sorun mu var?
+ hayır efendim sistemle bağlantı kesik sanırım satışı yapamıyorum.
falan filan bir süre daha bekledim. 10 dakika kadar. fatura yazma işlemi de bir 10 dakika sürünce mağazaya girdiğimden bu yana tam 50 dakika geçmiş oldu. tam bu sırada faturayı hazırlayan arkadaş:
+ efendim bu kasadan satışı yapamıyorum sizi şu kasaya alayım.
- ya kardeşim alt tarafı bir mouse alacağım ya ülke meselesine çevirdiniz ha.
+ aksaklık için özür dileriz efendim.
- özür dilemeyin kardeşim iş yapın.
neyse diğer kasaya gidildi. arkadaş kasaya geçti ve sordu:
+ isim alabilir miyim?
- (ulan demin verdik ya) jamal sellami.
+ adres alabilir miyim jamal bey.
- (beno adrese seni alacağım birazdan haberin yok) x mahallesi, y sok, bilmem ne sitesi, no:a, daire:b.
+ teşekkür ederim.
diyalogundan sonra arkadaş yine kıvranmaya başlayıp arkada bulunan diğer elemanlara seslenerek bundan sonra ne yapacağım, ondan sonra ne yapacağım falan soruyor. belli ki bir boktan anladığı yok. bu arada bir 15 dakika daha geçiyor. mağazaya girdiğimin üzerinden ise toplam 1 saat 5 dakika. artık sinir tepemde ve kızgın bir biçimde söyleniyorum:
- ne kadar uzadı bu iş beyefendi.
+ jamal bey * ürün indirime girdiği için kodu tekrar tanımlanmamış sisteme. şu anda ürünün satışını yapamıyorum sizi biraz bekleteceğim.
- yok beyefendi kalsın beklemiyorum, almıyorum da.
+ jamal bey afedersiniz tamamen sistemden kaynaklanan bir sorun oldu.
- yok arkadaşım 1 saat 10 dakikadır buradayım ve alt tarafı bir mouse alacağım.
tam bu sırada karşıdan alımlı, hoş görünümlü, güzel bir bayan geldi. kendisi mağazada daha üst düzeyde bir satış temsilcisi miymiş neymiş.
/ buyrun ben yardımcı olayım jamal bey dedi.
- olun da hanımefendi 1 saattir burada bekliyorum bir mouse alamadık.
/ haklısınız buyrun ben yardımcı olayım.
deyip başka bir kasaya yöneldik. ulan dedim içimden nereye düştük be. sağolsun hanım kız sorunu 10 dakika içerisinde çözdü ve ürünü faturasıyla beraber aldım. kendisi çalışanları adına özür diledi değerli vaktim için. ben de rica ettim ama içimde kalanları da söyledim:
- hanımefendi tabirimi mazur görün ama bu kadar odunu buraya dolduracağınıza şuraya işten anlayan 5 kişi koyun yeter. adama harici bellek var mı diye soruyorsun yok biz sadece filipis satıyoruz.
diyor dedim. içimde kalan bir kaç bir şeyi daha söyledikten sonra mağazadan ayrıldım. bir mouse tam 1 saat 30 dakikama mal oldu. ha bir daha teknosa'ya gider miyim? uzunca bir süre hayır. *
turkiye'nin ilk daha pahalisi yok garantisi veren teknoloji magazasi. Herhangi bir urunu, teknosa disinda bir yerden daha pahaliya aldiginizi belgeleyen faturayi getirdiginiz takdirde aradaki farki odeme garantisi veriyor.
birkaç gündür hemen hemen tüm gazetelerde "depo günleri" adı altında 879 ytl'ye yani cep telefonu fiyatına lcd televizyon sattıklarını koca koca puntolu ilanlarla duyuran firma. bugün şöyle bir bakıyım ne gibi bir ibnelik var kesin markası falan siktirboktandır diye ilanın en altındaki küçük puntolu yere göz attım. televizyonun markası seg diye bir markaymış. iyi midir kötü müdür bilemem zaten televizyon ihtiyacım falan da yok. amaaa, markanın yazdığı notun altında "ürüne adet stok 2 (yazıyla: iki) adettir" yazısını görünce neremle güleceğime mi yoksa bu adamlardan daha önce alışveriş yaptığıma yanacağıma mı şaşırdım. lan milleti yıllardır kazıkladığınız yetmiyormuş gibi bir de taşak geçmeye mi başladınız?
sabancı'nın halihazırdaki en yamyam, en düzenbaz firması. rahmetlinin kemikleri sızlıyor.
ikibinyedi yılı kasım ayında aldığım laptopumun ekranında hemen 2 gün sonra farkettiğim ölü piksele ve defalarca başvurmama rağmen değiştirmemeyi bir tarafa bırakın yardımcı bile olmayan en sonunda müşterilerin yanında bağırışımla çağırışımla affallayan, değiştirin bu laptopu dediğimde de kutusu yok deyip, beş pikselden aşağısı değiştirilmez, istaanbula tamire yollayalım vs. gibi saçma bahaneler üreten personellere sahip dükkan. dükkan diyorum çünkü bu zihniyetle mağaza sınıfının çok uzağındalar. değiştirsene olum dükkan seninmi sana ne oluyor.
7/24, mağaza vitrinlerinde, teknolojik ürünlerinden çok beyonce u göreceğiniz mağazalar zinciri. öle 1-2 saat değil, bütün gün beyonce konser görüntülerini döndürürler ekranlarda. insanın da başını döndürürler. yok öle beyonce dan falan değil. her yer parıl parıl ekran olunca ve her ekranda aynı şey olunca insan acayip strese giriyor. alışveriş yapası falan da gelmiyor. müşteri çekme potansiyellerinin %75 ini beyonce dan aldıkları gibi aynı potansiyeli kaybettikleri de kesin. ayrıca karşı mağaza da 20 milyona olan malı 30 milyona satmaları da acayip gariptir. aynı mal ya, kalite farkı falan yok! aynısı yaa :s
elemanlarına ayar olduğum market bilmiş bilmiş konusurlar bilgin yoksa ezmeye kalkışırlar bi gün bunlardan biri konuşurken alnının ortasına kafa atıcam.
bu firma hakkında özellikle dikkatimi çeken bir şey var. teknosa da işe başlayan mı öyle oluyor, yoksa teknosa mı ilgisiz kişileri işe bilemiyorum ama bu firmada ilgi sıfır arkadaş. hangi şubesine gittiysem öyle. çalışanları aşırı ilgisiz ve patavatsızlar. üstüne üstün özellikle hakkında çok şey bildiğiniz cihazlarla ilgili soru sorduğunuzda en basit bilgileri bile bilmediklerini anlayabiliyorsunuz.
edit: entryleri baştan okudum ve yalnız olmadığımı anladım. ayrıca bu firmaya 2 defa başvuru yaptım. aramadılar bile.
iddialara göre 10 kurus gibi para ustu kaldiginda vermiyorlarmis.
kabaca bir hesap yapasak günlük 100 kere bu durum gerçekleşse ( ki insanlar binlerce liralık ürünlerde alıyorlar, 10 kurusu istemek abes olarak gördüğü için istemeyen insanları coktur.) 10 kuruştan bir mağaza günlük 10 lira kar eder.
aylik ise 300 lira yapar, yillik ise 3600 lira yapar.
teknosanın yaklaşık 300 magazasi varmis.( google amca oyle dedi)
buna göre teknosa vermediği 10 kuruslar sayesinde yillik en az 1.080.000 tl kar ediyor. bu geliri devlete nasil gösteriyorlar acaba.
neyse sonuç 10 kuruslarimizi almadan gitmeyelim az para degilmis