yapılan işi sırf yapanı sevmediğimiz için yerden yere vuran tek milletiz herhalde. ulan ha deyince tüm teknolojinin mına koyacak halimiz yok herhalde bu işler böyle yürür. hiç uydu gönderilmemesi mi daha iyi?
bilim kurulu aynı ergenekon davasında farklı bilgisayarlar arasında dosya kopyalanmasına dair iki farklı rapor verebilen ülkedir, aynı kuruluşun elalemin füzesiyle gerdeğe girmeside gayet normaldir.
avrupanın yarısını (Albert aynştayn) diğer yarısını (Johann Wolfgang von Goethe)sanan ezik güruh, türkiyedeki bir cam makinesi imalatçısının makinelerinin almanlar tarafından kopyalandığını bilmez,(bkz: http://www.amerikaliturk....egrenciden-muethis-bulus/)bu arkadaş siz ib.elere kapak olur belki,
ota boka şaşıran bufalo sürüsü.
adamlar sınırımızı geçerek binlerce insanı öldürüyor,
hayati davalarda adli tıp kurumu ve tübitak "olabilir de, olmayabilir de" diye yazı-tura atıyor,
doping kontrolünde rezaletler yaşıyoruz,
tecavüze uğrayana nerede ise "zevk aldı" diye rapor veriyoruz,
bir sınavı bile yapamıyoruz.
hiç birşeyden haberimiz yok.
oysa yapan da belli,
yaptıran da.
dünyadan bi!haber değil, ülkemiz gerçeklerinden bi!haber yaşayarak, sınavlarda "sıfır" alan öğrenci sayısı katlanarak artıyor.
eğitimsizlik çarkında tercüme ile(aslında kopyacılık) akademik sıfat dağıtıp uzaya uydu yolluyoruz.
ha, unutmadan; istanbul dan ankara ya gideceğimiz yolu bile işletemeyerek satıyoruz.
evet,
çemişgezeğe ferrari ile gittik.
tıpkı; almanya da yıllarca çöpçülük yapan garibanın yolu bile olmayan köyüne mercedes ile gelmesi gibi.
%100 yerli uydu fırlattık diye halkını kandıran ülkedir aynı zamanda. %100 yerli falan değildir. kamerası güney kore'den, denge ve konum modülü ingiltere'den, tepki tekerlekleri abd'den, tork çubukları almanya'dan ithal edilmiştir. testleri de fransa'da yapılmıştır.