muhtemelen bir asır sonra varılabilecek noktadır. son noktada değilsek bile çok yakınız o teknolojiye.
yalnız materyalizm ve emperyalizmin de bir gücü var. bir parabol gibi düşünürsek tepe noktasına ulaşmamıza ramak kala, nükleerin teknolojiye daha da dahil edilmesi sıkıntı yaratabilir. teknoloji üst sınıra ulaştığında ne tür bir kıyamet yaşanacağı hiç belli değil çünkü. bu hem emperyalizmin hem materyalizmin çökmesi anlamına gelir.
amerika olmaktır, bundan 40 yıl önce uzaya, tüm galaksiyi güneş enerjisi ve ışık hızının 40000/1 hızında dolaşabilecek bir uzay aracını (voyager ve pioneer projeleri) yollamaktır. 40 yıl önce dedim dikkat edilsin, günümüzde ne yapabilecekleri bilinmemektedir, bizimkiler ferdi tayfur dinler iken amerika olası yaşam formları ile irtibata geçmez üzere uzaya dev vericiler ile sinyaller yolluyordu ve kaydedilmiş bir geri dönüş sinyali vardır. google da who signal yazın bulursunuz.
bunu rekor kırma konusunda diyor olsaydın sonuna kadar haklı olabilirdin çünkü yakın yıllar sonra hiç bir rekorun kırılamayacağı, insanların yapısının fiziksel olarak buna yetmeyeceği söylenmişti. Fakat teknoloji bilime dayanır, bilim ise insan beyniyle oluşur. Bu tarz düşünceler insan beynini tembelleştirir. Bence 19. yüzyılda Edison ampulü bulduğunda insanlar uçan arabalardan daha çok şaşkın duruma düşmüşlerdir fakat bu teknolojinin sonu diye düşünmüş olsalardı şu an bu başlık altına yazıyor olacağımızdan şüpheliydim. Kısacası bu tarz düşünceler insan beynini uyuşturur ve tembelleştirir.