herkesin nefret ettiği derstir.
aksine ben çok seviyorum lan.
öyle ilgimi çekiyo ki o çizimler.hoca ödev versin mesela,yemeden içmeden o ödevi bitiriyorum.
yok çok zormuş,yok falanmış,her şey sende arkadaşım.
bu arada makine mühendisiyim.
alttan almak zorunda kaldığım bir derstir.
şöyle ki; süper bir koya yöntemi geliştirilir, önce arkadaşın adına bir cevap kağıdı hemen doldurup hocadan ikinci kağıt istenir. ikinci kağıda kendi adımı yazar, diğer kağıdın üzerine koyup aynısını çizerim. sonra arkadaş kağıdını verir çıkar ben beklerim biraz ve bende kağıdı verip çıkarım. onun kağıdı 70 alır benim kağıdım 30 ve ben bütünlemeye kalırım. hocayla çok kötü tartışırım ama söyleyemem o iki kağıdı ben çizdim diye. neyse hoca kafayı takar ve ben dersten kalırım. koca fakültede tek ben alttan aldım çok zoruma gitti be.
Kağıtta üç boyutlu çizmenin sırrına ulaştıran ders.eğer siz de benim gibi kağıtta 3 boyutlu çizimlerin nasıl çizildiğini bilmiyorsanız, anlamıyorsanız
Çizimleri yakından incelememişsiniz demektir.düz gittiğini sandığınız çizgiler aslında hem yatayda hemde düşeyde yol alır (eğik).bu basit bilgiyi bilmediğimden hayatım boyunca resim ve teknik resimden nefret etmişimdir.*
Yemekten önce elini yıkamayan insanın dahi kağıda sürmeden suyla sabunla ya da ıslak mendille elini dezenfekte etmesidir. Kullanılacak gereçlerin peçeteyle tozlardan arındırılmasıdır. Ardında sıfır nokta bilmem kaç milimetre için lanetler okumaktır. Allahım ben neredeyim, ben kimim, burada olma amacım nedir gibi sorulara yönlendirerek varoluş sebebini sorgulamaktır.
hocanın tahtaya çizdiği 2 boyutlu şeklin, 3 boyutlusunu çizmesi için tahtaya kaldırdığı öğrencinin, duvara sürdüğü sümüğün, içinde sentezlenen prote... cümleyi kuramadım ya la. neyse bu da böyle bir anımdır*.
çeşitli geometrik şekilleri çeşitli yöntemlerle dogru biçimde kullanılmasını gösteren ders.
lise yıllarımızda el ile çalışırdık. öyle gelişmiş çizim programları yoktu o zamanlar. en azından bizim okulumuzda yoktu. büyük cogunlugunun zorlandıgı bir dersti. oysa ki zorlanacak bir durum göremiyordum. hatta neden bu kadar basit şeyler çizdirdiklerini anlıyamıyordum. pergel kullanarak üçgen çizmeler yada yandan verilmiş bir cismin resmini üsttten çizmeler filan..
bir keresinde o derstten kalma durumu olan bir arkadaşım benden yardım istedi. tabi çalıştırırım dedim. "yok yok çalışamam ben ona. sen bana sınavda yardım et. asıcık ucundan bakayım yeter" dedi. sınav öncesi yan sıraya yerleşti bu. çaktırmadan işi hallettik. hatta asıcık degil kagıt gözünü cıkartacaktı. "tamam bitti saol. deli kanlı adamsın, gel bu ögle yemegi benden olsun" diyerekten cıktık sınavdan. bir hafta sonra sonuclar acıklanıyor. tam puan alıyorum ve arkadaş yine kalıyor... hadi ateistler bunu da açıklayın
bu işin kendine özgü kuralları vardır, temiz çizim için aşağıdaki sıraya uyarsanız geçemeyen adama ne denir bilmem (mesleğim budur)
1- eksenler çizilir
2- daireler çizilir
3- yatay çizgiler
4- dikey çizgiler.
Simetrik ve metrik çizim için harcanan efor sonucu bilek ve boyun ağrısı olarak geri döner ve öğrencinin aldığı not asla kendi hakettiğini düşündüğü not olma, olmayacaktır.
imalatın dilidir, hafızasıdır. dünyanın her yerinde geçerlidir. 3 boyut düşünce yapısına sahip değilseniz işiniz zordur. genelde kızlar bu işi beceremez.